Dışişleri yetkilileri Londra’da Kıbrıs temaslarına devam ederken, Atatürk’ün Selanik’teki evinde bir bomba patlamasıyla ilgili haber radyoda yayımlandı ve İstanbul Express gazetesi bu haberi abartılı biçimde büyüterek yayınladı. Bombanın dışarıdan atılmadığı ve içeride çalışanlar tarafından patlatıldığı fark edilince diplomatik bir skandal çıktı.
Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nin önayak olması ve diğer gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, DP teşkilatı, bazı resmi ve gayriresmî makamların telkin ve teşvikiyle yerel kalabalıklar ve şehre dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirildi.
İlk saldırının ardından büyüyen kalabalık Kumkapı, Samatya, Yedikule, Beyoğlu’na geçerek gayrimüslimlerin toplu olarak yaşadığı birçok semtte önce Rumların, ardından da Ermeni, Yahudi ve hatta yanlışlıkla bazı Türklerin dükkânlarına saldırarak yağmaya başladı. İstanbul’daki Rum azınlığın ev, işyeri ve ibadet yerlerine yönelik bu saldırılarda emniyet pasif bir tutum sergiledi. 7 Eylül sabahına kadar süren saldırılarda aralarında kilise ve havraların da bulunduğu 5.000’den fazla taşınmaz tahrip edildi ve milyonlarca dolarlık mal sokaklara saçılıp, yağmalandı. İstiklal Caddesindeki tahribat ürkütücüydü zira 2293 hane tahrip edilmişti.
1955 yılında İstanbul’da yapılan nüfus sayımına göre şehirde 103.800 Rum Ortodoks, 60.260 Ermeni, 76.960 Yahudi ve 21.900 Katolik yaşamaktaydı. 6-7 Eylül olayları üzerine İstanbul’dan bir göç yaşandı ama çok büyük ölçüde olmadı.
kaynak: Turan Akıncı, Cumhuriyet’te Beyoğlu (1923-2003), https://tr.wikipedia.org/wiki/6-7_Eylül_Olayları