TASLAK NAZIM PLAN DEĞERLENDİRME TOPLANTILARI (20-21 MAYIS 2021)
20-21 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz taslak nazım plan değerlendirme toplantıları ile karar oluşturmaya yönelik etkinliklerimiz nazım plan ölçeğine taşınmıştır. Toplantılardan önce hem Strateji Belgesi 2. Taslağı hem de Nazım Plan Bilgilendirme Sunumu paylaşılmış, böylece hem tartışmalara daha çok vakit ayırmak hem de katılımcılara taslakları incelemeleri için zaman tanınması amaçlanmıştır.
Toplantılarda dile getirilen görüş, öneri ve eleştirilerin yanında sözlü veya yazılı olarak bizlere iletilen her türlü geribildirim değerlendirilerek hem nazım plan hem de strateji belgesinde gerekli revizyonlar yapılacak ve Haziran ayında İBB Meclisine iletilmek üzere son haline getirilecektir.
Toplantı notları ve kayıtlar en kısa sürede sitemizde paylaşılacaktır.
Kınalıada Taslak Nazım Plan Değerlendirme Toplantısı (20.05.2021)
KINALIADA – TASLAK NAZIM PLAN DEĞERLENDİRME TOPLANTISI
TOPLANTININ TARİHİ VE YERİ
20.05.2021– Çevrimiçi
TOPLANTININ AMACI VE KONUSU
Kınalıada özelinde Taslak Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve Strateji Belgesi -2. Taslak üzerine tartışmaların yürütülmesi, soruların cevaplanması.
TOPLANTIYA KATILANLAR
İBB, Şehir Planlama Müdürü: Fatih DOĞAN
İBB, Şehir Planlama Müdür Yardımcıları: Serkan BAŞ, Filiz DEVECİ
İBB, Şehir Planlama Müdürlüğü, Katılım Koordinatörlüğü: Miray ÖZKAN, Sibel DÜNDAR DOĞAN, Begüm AYKAN, Bengi ÇAKMAK, Elif KANDENİZ
İBB, Şehir Planlama Müdürlüğü, Adalar Plan Ekibi: Onur KINACI, Özge AKYÜZ, Gülay AKBULUT
İBB Ulaşım Planlama Müdürlüğü Bisiklet Şefliği: Furkan DOĞAN
Bimtaş İletişim ve Kooperasyon Birimi: Cansu YAPICI
İBB Çevre Koruma Şube Müdürlüğü: Funda ATAŞ
Adalar Belediyesi: Sumru SÜSLÜ, Günseli MERİÇ
Adalar Sakinleri: Zekiye KÜRKÇÜ, Yasemin BAHÇEKAPILI, Mahmut Nüvit DOKSATLI, İdil ÖZSÖYLER, Hüseyin YELDİREN, Fahrettin TELLİOĞLU, Cansal HİÇYILMAZ, Ayşe ORBAY, Adelin BERBEROĞLU
Toplantı, İBB Şehir Planlama Müdürlüğü, Katılım Koordinatörlüğü raportörü Bengi Çakmak moderatörlüğünde bir giriş konuşması ile başlamıştır.
Bengi Çakmak-İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü
- Strateji Belgesinin ilk taslağının aralık ayında paylaşıldığını, geri dönüşler doğrultusunda belgenin revize edildiğini ve ikinci Taslağın 17 Mayıs tarihinde internet sitesinde yayınlandığını aktarmıştır.
- 18 Mayıs tarihinde Şehir Planlama Müdürlüğü YouTube kanalı üzerinden Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Taslağı sunumunun yayınlandığını söylemiştir.
- Strateji Belgesi ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planın haziran ayında İBB Meclisine iletileceğini belirtmiştir.
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü
- Adaların değer verdikleri, ihtimam gösterdikleri bir ilçe olduğunu söylemiştir. Muhteşem bir kültürel, tarihi ve ekolojik çeşitliliği olduğunu bunu “adalar ekosistemi” olarak adlandırdıklarını ifade etmiştir.
- Adalar ekosistemini tüm bileşenleri ile yaşatmanın en büyük hedefleri olduğunu, birlikte yaşama kültürünü tescillemek istediklerini söylemiştir.
- Koruma amaçlı nazım imar planında, koruma kullanmaya ilişkin genel ve ada özelinde kararlar geliştirildiğini belirtmiştir.
- Yakın zamanda Adalar Koordinatörlüğünün kurulduğunu, burada halkla ilişkiler, sosyal hizmetler, şehir planlama müdürlüğü gibi birimlerin bulunduğunu, ilerleyen günlerde daha aktif olacağını söylemiştir.
- derece doğal sit alanlarında yapılaşma önerilmediğini, 2. derece doğal sit alanlarında yalnızca gerekli donatı alanlarının önerildiğini, 3. derece doğal sit alanlarında ise kültürel tesis alanları, belediye hizmet alanları gibi donatı alanlarının, kentsel tarım alanlarının önerildiğini aktarmıştır.
- Afet lojistiğine hizmet edecek depolama alanı ve toplanma alanı olarak kullanılabilecek park alanları önerildiğini; afete dayanıksız yapılar için ruhsat haklarının korunmasına ilişkin plan notu eklendiğini aktarmıştır.
- Ada içindeki tüm yolların yaya öncelikli olduğunu belirtmiştir.
- Orman alanlarının plana olduğu gibi işlendiği, orman içi yolların genişliğinin 6 m olarak belirlendiğini zaten mevcut genişliğin bu olduğunu, genişletme yapılmadığını, yeni yol açılmadığını belirtmiştir.
- Kentsel yerleşim alanı içindeyse yolların en çok 8 metre genişliğinde olabileceğini ifade etmiştir.
- Bisiklet ve toplu ulaşım güzergâhları için ilgili birimlerle çalışıldığını aktarmıştır.
- Heybeliada ve Büyükada’da küçük ölçekli arıtma tesisi alanlarının, her ada için katı atık dönüşüm alanı önerildiğini söylemiştir.
- Yolcu iskelelerinin birleştirilmesi üzerine çalışmalar olduğunu (Büyükada hariç) aktarmıştır.
- Yeni sağlık, sosyal, kültür, spor, park, belediye hizmet alanları gibi donatı alanları önerildiğini aktarmıştır.
- Tescilli yapılar haricinde, yüksekliğin 2 kat ile sınırlandırıldığını ancak ruhsatlı yapılar için müktesep hakların korunduğunu belirtmiştir.
- İfraz ve tevhide izin verilmediğini, sadece kamu kullanımı için gerekli görülen durumlarda Koruma Kurulu uygun görürse yapılabileceğini belirtmiştir.
- Plaj alanlarında işletmelerin kullanabileceği alanların kısıtlandığını; doğal sit alanlarında derecesine göre 1.derece doğal sit %10, 2. Derece doğal sit %20 ve 3. Derece doğal sit %30 oranı; kentsel sit alanlarında ise %50 oranı ile sınırlandırıldığını belirtmiştir.
- Adalardaki tüm yapılaşmanın “Ekolojik Kentsel Tasarım Rehberi” ne göre olması zorunluluğunun getirildiğini söylemiştir.
- Adalarda, mikro ölçekte üretim ve ticaret türlerinin geliştirilmesinin hedeflendiğini, her mahalle için bir bostan alanı ayrıldığını aktarmıştır.
- Mevcut tesisler hariç konut alanlarında yeni pansiyon veya otel yapılmaması plan notu düşüldüğü belirtilmiştir. Otel ve pansiyon işletmelerinin yalnızca konut + ticaret alanlarında yapılabileceği, önceki plana nazaran konut + ticaret alanlarının bir miktar genişletildiğini aktarmıştır.
Mahmut Nüvit Doksatlı
- Adalarda yapılaşma ile ilgili kontrollerde zayıflık bulunduğu, izinsiz çalışmalar gördüklerini, bu durumun Adalar Sanatçı İnisiyatifi olarak Adalarda sanat destinasyonunu zorlaştırdığını belirtmiştir. Yapılaşma kontrollerin ciddiyetle yapılmasını istediklerini, illegal yapılaşma tadilatlarına sıkça rastladıklarını ifade ederek, kontrol vurgusu yapmıştır.
Hüseyin Yeldiren
- Süreçle ilgili 2 soru yöneltmiştir.
- Ruhsatlı yapıların haklarının korunduğunu söylendi, plan dönemi sonrasında bu yapıların yıkılması ve yenilenmesi durumunda nasıl bir işlem test edilecek?
- Karma kullanım alanları (konut alanı, ticaret alanı ve turizm alanlarının bulunduğu bölgeler), bu alanlar genelde merkez bölgeleri, bu alanlarda ev pansiyonculuğu da yapılıyor, bu kullanımlar ile ilgili ilerde sorunlarla karşılaşır mıyız?
- Onay süreci nasıl işleyeceği hususunda bilgi almak istemiştir.
Zekiye Kürkçü
- İskelelerin sınırlandırılması konusunda, var olan iskelelere müdahale edilip edilemeyeceği ile ilgili bilgi istemiştir. Bu işleyişi basitleştirmemin mümkün olup olmadığını sormuştur.
- Planda hangi alanlarda pansiyonculuk olacağına ilişkin öngörüler sorulmuştur. Bu bölgelerde kaçak birçok işletmenin de bulunduğu, bu yapıların ruhsat durumunun ne olacağı, olası bir afet sonrası yüksek katlı yapıların yıkılmasıyla, yeni yapılacak yapıların kat adetlerinin ne olacağı sorularını sormuştur.
Fahrettin Tellioğlu
- Anakaradan ulaşımı sağlayan 3 kuruluştan biri olduklarını, kamudan kiralanan iskelelerin durumunun ne olacağını sormuştur.
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü
Yöneltilen soruları cevaplamıştır.
- Mahmut Bey’in yapılaşma kontrolü ile ilgili sorusuna yönelik; Adalar’da koordinatörlük birimi kurulduğu, önümüzdeki dönemde zabıta birimimizi güçlendirerek, İBB KUDEB biriminin de Adalar şubesini öngördükleri, yapılaşmaya yönelik etkin mücadele verileceğini aktarmıştır.
- Kaymakamlık ve İlçe Belediyesi ile koordineli çalışılarak Adalardaki yapılaşma kontrollerinin kararlılıkla kontrolünün sağlanacağını belirtmiştir. Plan olmadığı için uygulanan geçiş dönemi planlama koşulları ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı alındığını, Haziran ayında planlar devreye girdiğinde kontrollü bir yapılaşma olacağını paylaşmıştır.
- Hüseyin Bey’in ruhsatlı yapıların korunmasına yönelik sorusuna ilişkin; riskli yapıların dönüşümüne yönelik ruhsattaki müktesep hakların koruması için bir karar önerdiklerini, yapı ruhsatında 3 kat ise planda verilen karar ne olursa olsun korunacağını belirtmiştir. Mevcut pansiyonculuğun yasalsa devam edeceğini, yeni pansiyonculuğun ise sadece konut + ticaret alanları ile sınırlandırılacağını, bu nedenle konut + ticaret alanlarını bir miktar genişlettikleri bilgisini aktarmıştır.
- Zekiye Hanım’ın iskeleler ilgili sorusuna yönelik; yasalardan dolayı kişisel iskele olmadığını belirtmiştir. Kaçak işletmelerin ise denetimle ilgili bir konu olduğunu, kaçak yapıların kaçaksa plan ile resmileştirilmediğini, yalnızca yasal konutların yapılaşma haklarının korunacağını aktarmıştır.
- Fahrettin Bey’in sorusuna yönelik; plan şemasından gösterilerek Mavi Marmara’nın da Şehir Hatlarının da iskelelerinin gösterildiğini, bu iskelelerin birleştirilmesi taleplerinin olduğu ancak bunun uygulaması konusunda bir netlik olmadığını, mevcut kullanımların devam edeceğini paylaşmıştır.
Furkan Doğan-Ulaşım Planlama Müdürlüğü Bisiklet Şefliği
- Adalarda bisiklet kullanımını düzenlemeye yönelik bir yönerge hazırlığının olduğunu, çalışmaların devam ettiğini belirtmiştir.
Funda Ataş-Çevre Koruma Şube Müdürlüğü
- Yapılan ölçüm çalışmaları doğrultusunda hava kalitesi izleme ile ilgili genel raporu ilettiklerini, mevcudun korunmasının memnun ettiğini, toplantılar bittikten sonra tüm ada genelinde genel bir görüş ve tavsiyelerinin olabileceğini paylaşmıştır.
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü
- Adalılar tarafından hem Strateji Belgesi, hem Nazım İmar Planının değerlendirilmesinin ortak akılla üretilen çalışmaların revize edilebilmesi açısından önemli olduğunu belirtmiştir.
- Tüm verilerin internet sitesine koyulduğunu, yoğun bir çalışmanın sonucunun güzelce neticelendirileceğini, planın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ve Tabiat Varlıkları Komisyonu onayından da geçerek kısa sürede uygulamaya geçirileceği dileklerini belirtmiştir.
Katılımcılara katılımlarından dolayı teşekkür edilerek toplantı sonlandırılmıştır.
Burgazada Taslak Nazım Plan Değerlendirme Toplantısı (20.05.2021)
BURGAZADASI – TASLAK NAZIM PLAN DEĞERLENDİRME TOPLANTISI
Toplantı Tarihi ve Yeri: 20 Mayıs 2021-14:00, Çevrimiçi
Konu: Adalar Strateji Belgesi 2. Taslağı ve taslak nazım imar planının Burgazada halkı ile paylaşılarak görüşlerinin alınması, Burgazada halkı tarafından sorulan soruların cevaplandırılması
Katılımcılar:
İBB, Şehir Planlama Müdürü: Fatih Doğan
İBB, Şehir Planlama Müdür Yardımcıları: Serkan Baş, Filiz Deveci, Sema Reyhan
İBB, Şehir Planlama Müdürlüğü, Katılım Koordinatörlüğü: Miray Özkan, Sibel Dündar Doğan, Gözde Ağartan Ünaldı, Eda Mutluay, Elif Kandeniz
İBB, Şehir Planlama Müdürlüğü, Adalar Grubu: Sündüz Güner, Özge Akyüz, Gülay Akbulut
İBB Bisiklet Şefliği: Furkan Doğan
Bimtaş İletişim ve Kooperasyon Birimi: Cansu Yapıcı
İBB Çevre Koruma Müdürlüğü: Funda Ataş
İBB, AB İlişkileri Müdürlüğü: Serra Er
Adalar Belediyesi: Günseli Meriç
Adalar Sakinleri: Ayşe Orbay, Deniz Konuralp, Dilek Bektaş, Emin Özdil, Ferhan Gezici, İdil Özsöyler, İzel Levi Coşkun, Mahmut Nuvit Doksatlı, Selin Çağlayan, Serhan Keser, Yasemin Bahçekapılı, Gülçin Atıcı, Hüseyin Yeldiren, Pelin Demireli, Selvi Çolak, Tülin Gündüz, Y.Nusret Elgin, Sevgi Çekiç, Yaman Alkan, Haluk Eyidoğan, Sibel Horada, Zekiye Kürkçü
Toplantı, İBB Şehir Planlama Müdürlüğü, Katılım Koordinatörlüğü’nden Gözde Ağartan Ünaldı’nın moderatörlüğünde bir giriş konuşması ile başlamıştır.
Fatih Doğan:
- Adaların değer verdikleri, ihtimam gösterdikleri bir ilçe olduğunu söylemiştir. Muhteşem bir kültürel, tarihi ve ekolojik çeşitliliği olduğunu bunu “adalar ekosistemi” olarak adlandırdıklarını ifade etmiştir.
- Adalar ekosistemini tüm bileşenleri ile yaşatmanın en büyük hedefleri olduğunu, birlikte yaşama kültürünü tescillemek istediklerini söylemiştir.
- Stratejik belge oluşturma sürecinde oluşturulan vizyon, ilke ve stratejiler doğrultusunda temel yaklaşım ve kriterler oluşturulduğunu; koruma ve kullanıma ilişkin hem genel hem de her adaya özel bazı kararlar geliştirildiğini söylemiştir.
- Orman alanlarının, orman kadastrosunun belirlediği konular çerçevesinde plana olduğu gibi işlendiğini, ormanla ihtilaflı alanlara uygun fonksiyonlar verildiğini ifade etmiştir.
- Adalar’ın %70’inin sit alanı olduğunu ve buna yönelik ilke kararları/ kurul kararları olduğunu, plan kararlarının bu ilke kararlarının çerçevesinde şekillendiğini ifade etmiştir. 1. derece sit alanlarında herhangi bir yapılaşmaya neden olacak fonksiyon tanımlanmadığını; 2. derece sit alanlarında ihtiyaç duyulan bazı kamusal kullanımlar için çeşitli fonksiyonlar ayrıldığını; 3. derece sit alanlarında ise kısmen yapılaşmanın olabileceği kullanımlar, donatı ve sosyal altyapı alanları önerildiğini aktarmıştır.
- Kıyı alanlarının kamuya açık şekilde tanımlandığını; afete yönelik mevcut toplanma alanlarına ilave öneri park alanları önerildiğini ve afete dayanıksız yapıların dönüşümü için kazanılmış imar haklarının dönüşümü için bir plan notu geliştirdiğini ifade etmiştir.
- Ada içindeki tüm yolların yaya öncelikli olduğunu vurgulayarak tüm yol en kesitlerinin hem zemin olmasının önerildiğini söylemiştir. Orman içi yolların tamamı ile doğal sit alanlarının büyük bölümünde yolların 6 m belirlendiğini; kentsel yerleşim alanlarında ise 8 m ile sınırlandığını; toplu ulaşım ve bisiklet güzergahlarına ilişkin ise diğer birimler tarafından çalışmaların sürdürüldüğünü söylemiştir.
- Hem sahadan gelen ihtiyaçlar, hem kurumlardan gelen taleplerle yeni teknik altyapı alanlarının önerildiğini söylemiştir. Burgazada da dahil katı atık dönüşümü için bir alan önerildiğini belirtmiştir.
- Ana iskeleler ve çıkarma iskeleleri dışındaki iskelelere yer verilmediğini söylemiştir.
- Her adanın mevcut ve kapasite nüfusunun belirlendiğini; önerilen yoğunluklar üzerinden yapılaşma durumunda nasıl bir nüfusun ortaya çıktığının belirlendiğini dile getirmiştir. Burgazada’da yaklaşık 4800 civarında bir nüfusun ortaya çıktığını; bu nüfusun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sağlık alanları, spor alanları, park alanları, kültürel tesislere yer verildiğini söylemiştir. Ayrıca İBB ve ilçe belediyesinin kullanabileceği belediye hizmet alanları olduğu ve bu alanlarda da sosyal altyapı alanları, kültürel tesisler yer alabileceğini ifade etmiştir.
- Yapılaşmaya yönelik tescilli yapılar hariç, diğer alanları içeren konut+ ticaret alanları ve turizm alanlarında hem eski plan kararları hem de mahkemenin verdiği kararlar doğrultusunda yüksekliğin 2 kat ile sınırlandırıldığını; ancak ruhsat ile kazanılmış bir hak varsa bunun korunduğunu aktarmıştır. Mevcut dokunun bozulmaması için ifraz ve tevhide izin vermeyecek şekilde plan notu geliştirildiğini, sadece kamu kullanımı için gerekli bir durum varsa ve koruma kurulu uygun görürse bu duruma müsaade edildiğini söylemiştir.
- Plaj alanları için işletmelerin kullandığı alanların doğal sit alanlarında %10 ile %30 arasında, kentsel sit alanlarında ise %50 ile sınırlandırıldığı ve tüm uygulamaların bir ekolojik kentsel tasarım rehberine göre yapılmasının zorunlu kılındığını dile getirmiştir.
- Ticari üretim için kentsel tarım alanı önerildiği ve her mahallede bir bostan alanı belirlendiğini; bu alanların bir ortak üretim ve sosyalleşme alanı olarak düşünüldüğünü aktarmıştır.
- Mevcut otel ve pansiyonların kullanımına devam etmesi, yenilerinin de merkezi konut+ ticaret alanı içerisinde yer alması şeklinde sınırlandırıldığını; konut+ ticaret alanının bir miktar genişletildiğinden bahsetmiştir.
- Burgazada’da kentsel sit alanında bir tane turizm alanı önerildiği; bu alan içinde sürdürülebilir mimari, enerji verimli ve yerel istihdamı içeren bir model önerildiğini ifade etmiştir.
Y.Nusret Elgin: Çıkarma iskelesi için yer verilmeyeceğinden ve yapılaşmanın iki kat ile sınırlandırıldığından ama ruhsat ile kazanılmış hakların verileceğine değinildiğinden bahsedip bununla ne kastedildiğini sormuştur.
Dilek Bektaş:
- Burgazada ön görünümünde yer alan ve 1800’lerden kalma bir yol olduğu ve buradaki tüm yapıların bertaraf edilmesi gerektiğini söylemiştir. Bu konuda bir çalışma olup olmadığını sormuştur.
- Park alanları yapılmasından bahsedildiğini, bunlar gerçekten gerekli olup olmadığını sormuştur.
İzel Levi Coşkun: Plan kapsamında arıtma ve derin deşarj konusunda çalışmaların olup olmadığını sormuştur.
Ayşe Orbay:
- Kıyı alanlarındaki dolgular ile ilgili düşüncelerin neler olduğunu sormuştur. Çünkü son 30 senede kıyı dolguları ile ilgili son derece niteliksiz işlerin yapıldığını ve bu konuda kıyı restorasyonu gibi çözüm gerekebileceğini ifade etmiştir. İskele çevresindeki niteliksiz dolguların ne olacağını, planlamada bu konunun ele alınıp alınmayacağını sormuştur.
- Burgazada’daki limanın bugün kullanılmaz halde olduğu ve bu alanların restorasyonunun düşünülmesi gerektiğini ifade etmiştir.
- Strateji belgesinde taş ve ahşap atölyelerinden bahsedildiği ama buna demir ve çinko atölyelerinin de eklenmesi gerektiğini söylemiştir.
- Arıtma konusunda daha çevreci arıtmalar düşünülmesi gerektiğinden bahsedip bunların hepsinin toplanıp bir transfer merkezinden aktarılması önerisinde bulunmuştur.
- Yol tasarımı konusunda geçirimli malzemelerden bahsedildiğini, buna ek olarak yeni tanımlamalar yapılıp yapılmayacağını sormuştur. Adalar’a özel yol tasarımlarının üretilmesi gerektiğini ve kentlerdeki tasarımların buraya aktarılmaması gerektiğini söylemiştir.
- Ekolojik tasarım rehberinin neleri içereceğini ve bu konuda yapılmış çalışmaları sormuştur.
Pelin Demireli: Plandaki yaklaşımın ekolojik temelli olduğundan bahsedildiğini ama öte yandan kültürel, eğitimsel, spor için belirli ek binalardan bahsedildiğini söylemiştir. Uygulamada bu yeni binaların çok sıkıntı yarattığını; var olan yapıları iyileştirmek yerine yeni yapı yapmanın planda bahsedilen ekolojik yaklaşımla çeliştiğini düşündüğünü aktarmıştır.
Ferhan Gezici:
- Burgazada’daki iskeleler konusunda iskelelerin yıkılması veya farklı bir fonksiyonda kullanılması mümkün olacak mı sorusunu yöneltmiştir.
- Sit alanlarına yönelik bir takım fonksiyonlar önerildiği; bunların sit alanlarında yapılaşma anlamına geldiğini ve buna yönelik bir açıklamaya ihtiyaç olduğunu düşündüğünü söylemiştir. Orman alanlarına bile bazı fonksiyonlar verildiğini dile getirmiştir.
- Park alanlarının sayıca arttırılmasına Burgazada gibi bir adada gerçekten ihtiyaç olup olmadığını sormuştur.
- Afetlerle ilgili toplanma alanlarının çoğunlukla kıyıda yer seçmesinin uygun olup olmadığını sormuş; tsunami riski nedeniyle toplanma alanlarının kıyıda seçilmesinin uygun olmadığını söylemiştir.
- Kentsel tarım ve bostan konusunun Adalar’daki kompost yapımı ile bütünleştirilse döngüsel ekonomiyi devreye alabilecek bir sistemi ele alması açısından olumlu olabileceğini belirtmiştir. Aynı konunun su için de geçerli olması gerektiğini; sarnıçlar ile suyun nasıl kullanılacağına ilişkin bir takım eklemelere ihtiyaç olduğunu söylemiştir.
- Planın uygulanmasındaki araçların işletilmesi gerektiğini düşündüğünü söylemiştir.
Fatih Doğan:
- Çıkarma iskeleleri konusunda, çıkarma iskelelerinin kalacağını belirtmiştir.
- İki kat konusu ve mevcut hakların korunması konusunda, 2020 Aralık ayının sonunda İstanbul’un 39 ilçesi için bir teklif hazırlandığını; riskli binaların dönüşümü için planda verilen hak ne olursa olsun ruhsattaki hakkın kullanılabilmesi için bir plan notu önerisinde bulunulduğunu aktarmıştır. Bunun Ada’da plan olmadığı için önerilemediğini, ama şu an bahsedilen önerinin Adalar planına da eklenmiş olduğunu belirtmiştir.
- Pirgos’un duvarı konusunda ne yapılabileceğinin daha çok 1/1000 planın konusu olacağını söylemiştir.
- Arıtma konusunda, arıtma tesisinin iki adada önerildiğini (Büyükada ve Heybeliada) ifade etmiştir. Atık su miktarının belirli bir seviyede olması gerektiği için arıtma tesisinin sadece bu iki adada yapılabildiğini; Burgazada ve Kınalıada’da bu atık su miktarı bir süreklilik sağlamadığı için arıtma tesisi yapılamadığından ama Büyükada ve Heybeliada’da arıtma tesislerinin yerleri ve projelerinin hazır olduğundan bahsetmiştir.
- Dolgu alanları konusunda, kıyı alanlarının restorasyonunun yapılmasının hem mendirek hem de kıyı alanlarının restorasyonu açısından ciddi bir maliyet olduğu, fakat bu konunun değerlendirilmesi gerektiği, önümüzdeki dönemde 1/1000 ölçekli plan yapımında ve kentsel tasarım rehberi hazırlanması sürecinde de ele alınacağını söylemiştir.
- Demir atölyelerinin plan önerilerinde zaten olduğunu fakat çinko atölyelerinin ekleneceğini söylemiştir.
- Yol tasarımlarının ve malzemelerin Adalar özelinde ele alınmasının önemli olduğunu ve ekolojik kentsel tasarım rehberi çerçevesinde ele alınacağını dile getirmiştir. Aynı şeyin, sosyal altyapı alanları (kültürel tesis, sosyal tesis, park alanları vb.) için de geçerli olduğunu söylemiştir.
- Park alanlarının arttırılması konusunun daha çok afetlerle ve toplanma alanları ile ilişkili olarak ele alındığı; belirlenen bazı toplanma alanlarının yeterli olmadığını söylemiştir. Bu niteliğe kavuşacak alanların önerildiğini ama bu alanların kıyı alanlarında değil, tsunami riskini göz önüne alacak şekilde risk taşımayan alanlarda önerildiğini söylemiştir.
- Park alanlarının İstanbul’dan buraya nüfus çekmeyeceğini, çünkü Adaya gelecek günübirlik nüfusun kullanımına yönelik değil, Adadaki sosyal yaşamı biraz daha hareketlendirebilecek alanlar olarak tasarlandığını söylemiştir.
- İskelelerin fiilen nasıl azaltılabileceği konusunda henüz sonuçlanmamış çeşitli çalışmalar olduğunu; bu konu sadece İBB’nin sorumluluğunda olmadığı için görüşmelerin sonucunu şimdiden kestirmenin zor olduğunu dile getirmiştir. Bu sebeple mevcut iskelelerin korunduğunu ama iskelelerin birleştirilmesi, yeniden tasarlanması ile ilgili çalışmaların da yürütüldüğünü ifade etmiştir.
- Kıyı alanlarındaki kısıtlamayı gerçekleştirmek için kıyı alanlarında ÇŞB ve dolayısıyla kaymakamlığın yetkili olduğunu ve plan kıyı açısından ÇŞB’nın onayını alacağı için Şehir Planlama Müdürlüğü’nün önerdiği şekilde onaylanırsa uygulamanın da rahatlıkla olacağını dile getirmiştir.
- Sit alanlarında tanımlanan donatı alanlarının zaten mevcutta olan alanlar olduğunu (Örneğin eğitim alanı zaten ormandan tahsis alan; dini tesis alanları da zaten kiliseler, manastırlar; belediye hizmet alanları da İSKİ’nin depo alanları), dolayısıyla orman içerisinde yeni önerilen herhangi bir alan bulunmadığını belirtmiştir.
- Planın uygulama araçları konusunda, Adalar’da tek yetkilinin İBB olmadığını, ilçe belediyesi ve kaymakamlığın da yetkili olduğunu söylemiştir. İBB tarafından geçtiğimiz aylarda Ada’da koordinatörlük kurulduğu ve çeşitli birimlerinin olduğunu; bu birimlerin sayısının da zamanla artacağını söylemiştir. ( Örneğin KUDEB birimi de yer alacak). Strateji Belgesinin izlenmesi ve uygulanmasının koordinatörlük tarafından yapılacağını ve Adalar’daki strateji belgesine sahip çıkarak, uygulanması için çalışılacağını belirtmiştir.
- Diğer taraftan Büyükada’da bir enstitü önerildiğini ve bu enstitünün belgedeki bazı eylemleri ve projeleri gerçekleştirme konusunda uygun iklimi yaratacağının düşünüldüğünü söylemiştir.
Sündüz Güner:
- Mevcutta olmayıp planda öngörülen alanlar olduğunu; Burgazada’nın diğer Adalar’dan farklı olarak daha fazla kamu mülkiyetine sahip bir yapısı olduğu için donatı alanlarının diğer Adalar’a göre daha fazla artış gösterdiğini belirtmiştir.
- Yeni önerilen turizm alanları ile ilgili olarak bunun bir noktada olduğunu ve kamu kurumlarından gelen talep doğrultusunda önerildiğini söylemiştir. Burgazada’da birkaç yerde talep olduğunu ama talebin bir noktada karşılandığını, diğer noktaların hepsinin kamu kullanımına ayrıldığını belirtmiştir.
- Hristos tepesine çıkan ulaşım aksı hakkında, bu plan koruma planı olduğu için Adalar’da 6 ve 8 m yolların gösterildiğini ama bunun illa araç girecek anlamına gelmediğini; 8 m’lik kentsel sit içerisindeki yollar içerisinde hareket edecek güzergahların planda belirleneceğini; bunun dışında da araç hareketi olmayacağını söylemiştir. Orman alanları içerisine kesinlikle Adabüs girmeyeceğini; Ada içerisinde o ringi gösteren bisiklet ve yaya hareketini gösteren 6 m’lik yollar olduğunu, ayrıca taksi konusunda yapılacak sınırlamalar üzerine çalışıldığını ifade etmiştir.
Fatih Doğan:
- Genel olarak sosyal altyapı ve park alanları ile ilgili planda yeni önerilen alanların, halihazırda kamu mülkiyetinde olan alanlar olduğunu; dolayısıyla burada herhangi bir özel mülkiyete özgü alanları kamulaştırmak gibi bir kararın söz konusu olmadığını belirtmiştir.
- Park alanlarının bakımı ile ilgili koordinatörlük ve Adadaki İBB’nin park ve bahçeler biriminin bundan sonraki süreçte bu alanların bakımını daha yakından yapılacağını söylemiştir.
- Enstitü konusunun, İmamoğlu’nun seçim öncesi bildirgesinde var olduğunu ve bunun sürdürüldüğünü; şu an enstitü modelinin üzerinde çalışıldığını ve önümüzdeki günlerde Adalılar ile paylaşılacağını ifade etmiştir. Yerel ve sürdürülebilir bir model olması gerektiğini ve sürecin sadece İBB’nin yürüteceği bir süreç olmayacağı için yerel paydaşlar ile modelin geliştirilmesi gerektiğini dile getirmiştir.
Sündüz Güner:
Orman içi yolların neden 6 m olduğu ile ilgili afet riskinin göz önüne alındığını; bazı yerlerde eğim ve durumdan 4 m’ye düşürülen yerler olduğunu fakat yangın riski ve itfaiye araçlarının hareketi için 6 m’lik izi korumak gerektiğini söylemiştir.
Pelin Demireli: Ekoloji odaklı plan yapıldığından bahsedildiğini ancak insan odaklı bir plan yapıldığı yönünde bir (Yeni binaların yapılması, sosyal donatıların arttırılması vb. bahsediliyor.) eleştiride bulunmuştur. Burgazada’da böyle bir ihtiyaç olduğunu düşünmediğini söylemiştir.
Dilek Bektaş:
- Ada’da park alanlarının sayısının 1’den 16’ya çıkartıldığını fakat Ada’da böyle bir ihtiyaç olmadığını söylemiştir.
- Ekolojik arıtma konusunda Kınalıada ve Burgazada da dahil ciddi bir arıtmaya gidilmesi gerektiğini söylemiştir.
İzel Levi Coşkun: Kültürel tesis gibi bir donatı alanının yapılıp yapılmayacağını sormuştur.
Yaman Alkan: Çarşıdaki levhalarla ilgili ve araç park alanlarıyla ilgili yürütülen herhangi bir çalışma olup olmadığını sormuştur.
Zekiye Kürkçü: Zaten yıkılmış olan ahır alanlarının plana dahil edildiğini belirterek bu alanın kaç metrekare bir alanı kapsadığını sormuştur.
Ferhan Gezici: Planda orman alanlarına donatı öneriliyormuş gibi bir izlenim olduğuna ilişkin bir eleştiride bulunmuştur. Burgazada’ya önerilen donatı alanlarının arttırılmaması gerektiğini düşündüğünü; toplanma alanı olabileceğini ama 16 adet parka ihtiyaç olmadığını söylemiştir.
Fatih Doğan:
- Planın ekolojik odaklı olarak hazırlandığını, alanın büyük alanı sit alanı olmasına rağmen bir taraftan da burada yaşayan bir nüfusun varlığından bahsetmiştir. Saha deneyimleri ve anket çalışmalarından Burgazada içinde sosyal alanların eksikliği, kültürel tesis eksikliği, sosyal tesis eksikliği, nitelikli sağlık alanları eksikliklerinin dile getirildiğini belirtmiştir. Her adada bir kreş alanı gerektiğini ama bu kreşi yapabilmek için bir sosyal tesis alanına ihtiyaç olduğunu; bu ihtiyacın Burgazada’da sağlandığını söylemiştir.
- Burgazada önemli kültürel birikimi olan bir ada olduğu için burada muhakkak bir kültürel tesis alanına ihtiyaç olduğunu dile getirmiştir.
- Park alanlarının daha çok afet odaklı düşünüldüğünü; bu alanların halihazırda mülkiyet açısından sorunsuz alanları olduğunu ve mümkün olduğunca da park alanları olarak değerlendirmek istendiğini; park alanı olarak işlevlendirilen bu alanların illa park alanı olarak düzenlenmek zorunda olmadığını, doğal alan olarak da kalabileceğini söylemiştir.
- Burgazada’da belirli bir çocuk nüfusu olduğu için çocuk bahçelerine ihtiyaç olduğunu; bu çocuk bahçelerinin belirli bir erişim mesafesi içerisinde olması gerektiği için Ada’nın tamamına bu doğal alanları, park alanlarını dağıtmak gerektiğini belirtmiştir. Bu alanları kentsel alan içerisine dağıtmanın ekolojik etki yaratmak anlamı taşıdığını ve bu alanların kullanılmasa da ekolojiye destek verecek alanlar olduğunu dile getirmiştir.
- Yeni yapılacak bütün donatı alanlarının muhakkak ekolojik kentsel tasarım rehberine uygun olarak yapılmak zorunda olduğunu; planda bu şartın getirildiğini ve ekolojik kentsel tasarım rehberinin de Ada’nın niteliğine göre sürdürülebilir mimarlık kapsamında, yerel malzeme kullanılarak vs. hazırlanacağını dile getirmiştir. Aynı şeyin, tabelalar için de geçerli olduğunu ve kentsel tasarım rehberinin konusu olduğunu ifade etmiştir.
- Burgazada’daki günübirlik tesis alanının zaten mevcutta kullanılan bir tesis alanı olduğunu; burasının zaten rekreatif amaçlı kullanılan, günübirlik konaklamalı olmayan bir alan olduğunu ve bu sebeple planda daha çok sökülüp takılabilen yapıların yapılabildiği bir alan olarak tariflendiğini söylemiştir.
- Ahırlarla ilgili, ahır alanının yaklaşık 1400 metrekare olduğunu ve bu miktarın İBB’ye tahsis edilen alan miktarı olduğu için bu kadar ayrıldığını söylemiştir.
Deniz Konuralp:
- Adalar’da plastik kullanımının yasak olduğunu ama bu kısıtlamanın uygulanmadığını söyleyip bu konuda yapılacak çalışmaların neler olduğunu sormuştur.
- Donatı alanları konusunun, Adalar’ın yaşantısını göz önüne almadan düşünüldüğü eleştirinde bulunmuştur. Eklenecek donatı alanlarının neler olacağı ve nerelerde olacağının belirli olmadığını söylemiştir.
Haluk Eyidoğan: Adalar’ın %65’inin orman alanı olduğunu, bu sebeple Orman Müdürlüğü’nün alınan kararlar açısından öneminin büyük olduğunu söylemiştir. Adalar’da turizm açısından nüfus baskısının oldukça fazla olduğunu ve turizm baskısından kaynaklanan atık, çöp, yangın, kirlilik vb. üzerine belediyenin koyacağı kısıtlamaları sormuştur. Bu konuda Orman Müdürlüğü ile yapılan bir çalışma olup olmadığını sormuştur.
Sibel Horada:
- Öneri park alanlarından birinin atlarla ilgili olup olmayacağını; yeni ahırlar yapılana kadar atların nerede yaşayacağını sormuştur.
- Ada’da en güzel alanların araç parkı olarak kullanıldığını söylemiştir.
- Atık ve plastik konusunda geri dönüşüm kutuları vb. basit çözüm önerilerinin getirebileceğini dile getirmiştir.
Fatih Doğan:
- Uygulamayı ilgilendiren pek çok konunun İBB Adalar koordinatörlüğü tarafından takip edileceğini söylemiştir (Örneğin, strateji belgesinde bahsedilen geri dönüşüm konusu).
- Donatı alanlarının yerleri ile ilgili, bu bir nazım imar planı olduğu ve parsel ölçeğinde olabilecek bir spekülasyona sebebiyet vermemek amacıyla şu an için daha çok grafiksel bir anlatım tercih edildiğini belirtmiştir.
- Kıyıların ormanla olan ilişkisi ile ilgili Orman Müdürlüğü’nün kanundan kaynaklanan sınırsız bir yetkisi olduğunu söylemiştir. Hem strateji belgesi hem de plana, ormanda mevcutlar haricinde yeni bir tahsis yapılmaması (mesire alanı, günübirlik tesis alanı vb.) için bir plan notu eklendiğini; plan eğer bu haliyle ÇŞB tarafından onaylanırsa Orman Müdürlüğü’nün de bu plana uymak durumunda olduğunu belirtmiştir.
- Plajlarla ilgili Orman Müdürlüğü’nün mülkiyetinde aynı durumun geçerli olduğunu; bunun dışındaki plaj alanlarının planda gösterilerek kullanımının sınırlandırıldığını söylemiştir.
- Atlarla ilgili, Büyükada’da atlı yaşam merkezi projesinin yürütüldüğünü ama bunun benzerinin Burgazada’da böyle bir alan büyüklüğü olmadığı için bu çapta yapmanın mümkün olmadığını belirtmiştir. Ama hem bir ahır, hem de atlı zabıtanın kullanabileceği bir alan ile atlarla ilişkiyi sürdürmek açısından butik bir sosyal alan oluşturmanın mümkün olduğunu ve bu konunun da Strateji Belgesi’nde yer aldığını; kışa kadar acil olarak atlara bir ahır yapılması konusunun ilgili birimler tarafından takip edildiğini söylemiştir.
- Sahildeki İETT alanının yer seçiminde acil bir durum olduğu için o bölgenin kullanıldığını, ama şu an yeni bir yer arandığını; henüz net olmasa da başka bir alana taşınabileceğini belirtmiştir.
Funda Ataş: Yapılan ölçümlere göre Burgazada’da elektrikli araçların kullanımı ile artan gürültünün, yönetmelik tarafından tanımlanan sessiz alan kullanımında olduğunu ama bu araçların hepsinin birer gürültü kaynağı olduğunu söylemiştir.
Ferhan Gezici: Planın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayına sunulacağını belirtip Bakanlığın Adalar ile ilgili öngörülerinin plan yapım sürecinde ne kadar dikkate alınarak hazırlandığını sormuştur.
Sündüz Güner:
- ÇŞB ile görüşmelerimiz iki temel konu üzerine yoğunlaştığını, bunlardan birinin doğal sit alanları, diğerinin ise kıyı alanlarının planlaması olduğunu belirtmiştir.
- Doğal sit alanlarının kıyıları ile kentsel sit alanlarının kıyılarının Bakanlık bünyesinde iki farklı genel müdürlük tarafından takip edildiğini ve iki genel müdürlükle de odak toplantılarının yapıldığını aktarmıştır.
- ÇŞB’nın doğal sit alanları için ETBAR isminde yeni bir çalışma yaptığını ve bu sistemde 1., 2. ve 3. derece sit alanlarının tanımları ve içeriklerinin bir miktar değiştiğini söylemiştir. (Korunacak hassas alanlar, nitelikli korunacak alanlar, sürdürülebilir alanlar şeklinde tarifler var).
- Adalar için bu çalışmaların henüz sonuçlanmadığını; sadece Tavşan Adası’nın korunacak hassas alan olarak belirlenmesi durumunun söz konusu olduğunu ama diğer adalarda henüz sürecin sonuçlanmadığını ifade etmiştir.
- Bakanlık ile plan sürecinde ETBAR ve 1.2.3. derece sit alanlarına dair konuşulduğunu ve plan yapım sürecinde de Bakanlığın bu bakışına sadık kalınmaya çalışıldığını söylemiştir. Sınırların, onaylı olmadığı sürece bakanlık sınırları paylaşma taraftarı olmadığı için bazen değişebileceğini; ama genel olarak plan sürecinde mantığa sadık kalındığını ve bu konuda eşgüdümlü gidildiğini söylemiştir.
- Bakanlık ile en çok konuşulan konulardan birinin de kıyı alanlarının planlanması olduğunu ve planın onay sürecinde kentsel sit alanları, doğal sit alanları ve kentsel sit alanlarının kıyı tarafında kalan alanları şeklinde 3’e bölünerek ayrı ayrı gönderileceğini söylemiştir. Onay makamları ve inceleyecek kurumlar farklı olduğu için bu şekilde bir yol izlendiğini ve bu durumun da süreci zorlaştırdığını aktarmıştır.
- Planda doğal sit alanlarında orman alanları, kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde orman alanı olarak tanımlanıyorsa orman alanı olarak kaldığını; boşlukta yani herhangi bir fonksiyonu yoksa doğal kırsal karakteri korunacak alan olacak şekilde kararlar alındığını belirtmiştir. Mevcutta plaj alanı varsa plaj alanı olarak gösterildiğini; bu fonksiyonlar dışında doğal sit alanlarında kıyıda herhangi bir düzenleme yapılmadığını; kentsel sit alanları için ise bazı teknik altyapı alanları kıyıda olmak zorunda olduğu için (İSKİ terfi alanı, balıkçı barınağı gibi) bu fonksiyonların kıyıda tanımlandığını ifade etmiştir.
Fatih Doğan: Orman alanları ve kıyı alanları konusunun politik bir konu olduğunu; kaymakamlıktan Adalar planı ve strateji belgesine dair destek alındığını ve toplantılara katılım sağlandığını söylemiştir. Bu noktada belgenin ve planların ilgili merkezi idareler tarafından onaylanmasının önemli olduğunu ve eğer plan bu şekilde onaylanırsa yereldeki birimlerin de bunun arkasında durarak planı bu şekilde uygulayacağını ifade etmiştir.
İzel Levi Coşkun: Derin deşarj ve orman alanlarında çam kesesi böceğinden kaynaklanan hastalık konusunda Adalılar olarak neler yapabileceğini sormuştur.
Fatih Doğan: Ormandaki ağaçların durumu ile ilgili Orman Müdürlüğü ile bu konunun muhakkak görüşüleceğini; adadaki koordinatörlük ve koordinatörlük temsilcisinin bu konuyu takip ederek ve gerekirse Orman Müdürlüğü ile bir görüşme de sağlayabileceğini belirtmiştir.
Sibel Horada: Belediye ile Orman Müdürlüğü işbirliğinde bu çam kesesi böcekleri için bazı setleme çalışmaları yapılıp yapılamayacağını sormuştur.
Fatih Doğan: Bu konunun İBB ilgili birimlerine aktarılacağını; İBB Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı bünyesinde kurulan Ekolojik Sistemler Müdürlüğü’ne bu konunun dahil edilebileceğini, ayrıca Orman Müdürlüğü ile de bu konunun paylaşılacağını ifade etmiştir.
Deniz Konuralp: Sosyal donatı alanlarının 5000 ölçekli planda neye tahsis edileceğini; sosyal donatı ilan edilen alanların daha sonra sağlık, eğitim vb. şeklinde ihtiyaçla mı belirlendiğini yoksa bu tahsislerin planda mı yapıldığını sormuştur.
Fatih Doğan:
- Sosyal donatı alanlarının pek çok şeyi içerdiğini (planda eğitim alanı, kültürel tesis alanı, spor alanı, dini tesis alnı, park alanı vb. şeklinde tanımları bulunmakta) aktarmıştır. Planda eğitim alanı olarak belirlenen alanın lise, ortaokul, anaokulu vb. olmasının alt ölçekte belirlendiğini; genel olarak plan bütününde nüfusun ihtiyaçlarına göre belirlense de yatırımcı kuruluş Milli Eğitim Bakanlığı olduğu için o kurum tarafından düzenlendiğini ifade etmiştir. Sosyal tesis alanları içinde de yaşlı bakım evi, kreş, yurt, mahalle evi yapılabileceğini; ihtiyaçlar için genel olarak bir kurgu olsa da uygulama aşamasının parsel düzeyinde uygulayıcı birim tarafından gerçekleştirildiğini söylemiştir.
- Toplantı oturumunu sonlandırmadan önce katkılar için teşekkür ettiğini; verimli bir toplantı olduğunu ve bahsedilen tüm konular üzerine tekrar değinileceğini ifade etmiştir.
- Adalar nazım planını meclisten ve ilgili birimlerden onaylatıp hayata geçirmeyi ve sonrasında da birlikte uygulama ve takibini yapmayı umduklarını ifade etmiştir.
Gözde Ağartan Ünaldı: Toplantıda alınan geri bildirimler doğrultusunda nazım plan ve strateji belgesinin revize edileceğini ve toplantı notlarının Şehir Planlama Müdürlüğü’nün internet sitesinde paylaşılacağını ekleyerek toplantı oturumunu sonlandırmıştır.
Heybeliada Taslak Nazım Plan Değerlendirme Toplantısı (21.05.2021)
HEYBELİADA – TASLAK NAZIM PLAN DEĞERLENDİRME TOPLANTISI
TOPLANTININ TARİHİ VE YERİ
21.05.2021– Çevrimiçi
TOPLANTININ AMACI VE KONUSU
Heybeliada özelinde Taslak Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve Strateji Belgesi -2. Taslak üzerine tartışmaların yürütülmesi, soruların cevaplanması.
TOPLANTIYA KATILANLAR
İBB, Şehir Planlama Müdürü: Fatih DOĞAN
İBB, Şehir Planlama Müdür Yardımcıları: Serkan BAŞ, Filiz DEVECİ
İBB, Şehir Planlama Müdürlüğü, Katılım Koordinatörlüğü: Miray ÖZKAN, Sibel DÜNDAR DOĞAN, Begüm AYKAN, Seyhan ÖZÇELİK, Elif KANDENİZ
İBB, Şehir Planlama Müdürlüğü, Adalar Plan Ekibi: Onur KINACI, Özge AKYÜZ, Sündüz GÜNER
İBB Ulaşım Planlama Müdürlüğü Bisiklet Şefliği: Furkan DOĞAN
Bimtaş İletişim ve Kooperasyon Birimi: Cansu YAPICI
İBB Çevre Koruma Şube Müdürlüğü: Funda ATAŞ
Adalar Belediyesi: Sumru SÜSLÜ, Günseli MERİÇ
Adalar Sakinleri: İdil ÖZSÖYLER, Çağrı ÇAKIR, Deniz TÜFEKÇİ, Ebru ÇİKA, Ferda KÖSTENDİL, Gökhan BİLGİHAN, Gülşen ÖZAYDIN, Haluk EYİDOĞAN, Ayşe ORBAY, Mahmut Nüvit DOKSATLI, Nurşin ALTUNAY, Oytun KULAN, Selvi ÇOLAK, Yasemin BAHÇEKAPILI, Zekiye KÜRKÇÜ, Emine GÜNEŞ, Zeynep ALPAR, Derya TOLGAY, Korhan GÜMÜŞ
Toplantı, İBB Şehir Planlama Müdürlüğü, Katılım Koordinatörlüğü raportörü Begüm AYKAN moderatörlüğünde bir giriş konuşması ile başlamıştır.
Begüm AYKAN-İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü
- Strateji Belgesinin ilk taslağının aralık ayında paylaşıldığını, geri dönüşler doğrultusunda belgenin revize edildiğini ve ikinci Taslağın 17 Mayıs tarihinde internet sitesinde yayınlandığını aktarmıştır.
- 18 Mayıs tarihinde Şehir Planlama Müdürlüğü YouTube kanalı üzerinden Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Taslağı sunumunun yayınlandığını söylemiştir.
- Strateji Belgesi ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planın haziran ayında İBB Meclisine iletileceğini belirtmiştir.
Serkan BAŞ-İBB Şehir Planlama Müdür Yardımcısı
- Adaların değer verdikleri, ihtimam gösterdikleri bir ilçe olduğunu söylemiştir. Muhteşem bir kültürel, tarihi ve ekolojik çeşitliliği olduğunu bunu “adalar ekosistemi” olarak adlandırdıklarını ifade etmiştir.
- Adalar ekosistemini korumaya ve yaşatmaya yönelik Strateji Belgesinin oluşturulduğu ve Nazım İmar Planı kararlarının da bu vizyon ve ilkeler çerçevesinde hazırlandığını söylemiştir.
- Koruma amaçlı nazım imar planında, koruma kullanmaya ilişkin genel ve ada özelinde kararlar geliştirildiğini belirtmiştir. Doğal alanların korunduğu ve doğal alanlara baskı yapacak kullanımlar verilmediğini vurgulamıştır.
- Orman alanlarının plana olduğu gibi işlendiğini, mevcut tahsislerin dışında yeni tahsislerin yapılmaması için plan notunun geliştirildiğini belirtmiştir.
- derece doğal sit alanlarında yapılaşma önerilmediğini, 2. derece doğal sit alanlarında yalnızca gerekli donatı alanlarının önerildiğini, 3. derece doğal sit alanlarında ise kültürel tesis alanları, belediye hizmet alanları gibi donatı alanlarının, kentsel tarım alanlarının önerildiğini aktarmıştır.
- Kıyı alanlarının kamunun kullanımına açık şekilde tanımlandığı ancak müktesep hakların da korunduğunu belirtmiştir.
- Heybeliada simgesi yapılardan Sanatoryumun sağlık alanı olarak planlandığı bilgisini vermiştir.
- Afet lojistiğine hizmet edecek depolama alanı ve toplanma alanı olarak kullanılabilecek park alanları önerildiğini; afete dayanıksız yapılar için ruhsat haklarının korunmasına ilişkin plan notu eklendiğini aktarmıştır.
- Ada içindeki tüm yolların yaya öncelikli olduğunu belirtmiştir.
- Orman içi yolların genişliğinin 6 m olarak belirlendiğini zaten mevcut genişliğin bu olduğunu, genişletme yapılmadığını, yeni yol açılmadığını belirtmiştir.
- Kentsel yerleşim alanı içindeyse yolların en çok 8 metre genişliğinde olabileceğini ifade etmiştir.
- Bisiklet ve toplu ulaşım güzergâhları için ilgili birimlerle çalışıldığını aktarmıştır.
- Heybeliada ve Büyükada’da küçük ölçekli arıtma tesisi alanlarının, her ada için katı atık dönüşüm alanı önerildiğini söylemiştir.
- Yolcu iskelelerinin birleştirilmesi üzerine çalışmalar olduğunu (Büyükada hariç) aktarmıştır.
- Yeni sağlık, sosyal, kültür, spor, park, belediye hizmet alanları gibi donatı alanları önerildiğini aktarmıştır.
- Yeni imar alanlarının oluşturulmadığı, ilave kat yüksekliklerinin verilmediği, tescilli yapılar haricinde, yüksekliğin 2 kat ile sınırlandırıldığını ancak ruhsatlı yapılar için müktesep hakların korunduğunu belirtmiştir.
- İfraz ve tevhide izin verilmediğini, sadece kamu kullanımı için gerekli görülen durumlarda Koruma Kurulu uygun görürse yapılabileceğini belirtmiştir.
- Plaj alanlarında işletmelerin kullanabileceği alanların kısıtlandığını; doğal sit alanlarında derecesine göre 1.derece doğal sit %10, 2. Derece doğal sit %20 ve 3. Derece doğal sit %30 oranı; kentsel sit alanlarında ise %50 oranı ile sınırlandırıldığını belirtmiştir.
- Adalardaki tüm yapılaşmanın “Ekolojik Kentsel Tasarım Rehberi” ne göre olması zorunluluğunun getirildiğini söylemiştir.
- Adalarda, mikro ölçekte üretim ve ticaret türlerinin geliştirilmesinin hedeflendiğini, her mahalle için bir bostan alanı ayrıldığını aktarmıştır.
- Mevcut tesisler hariç konut alanlarında yeni pansiyon veya otel yapılmaması plan notu düşüldüğü belirtilmiştir. Otel ve pansiyon işletmelerinin yalnızca konut + ticaret alanlarında yapılabileceği, önceki plana nazaran konut + ticaret alanlarının bir miktar genişletildiğini aktarmıştır.
Toplantı, İBB Şehir Planlama Müdürlüğü, Katılım Koordinatörlüğü raportörü Begüm Aykan moderatörlüğünde bir giriş konuşması ile başlamıştır.
Gülşen Özaydın
- Çalışmayı hem Heybeliada’lı hem de plancı gözüyle incelediğini, bazı endişelerinin olduğunu paylaşmıştır.
- Planın koruma amaçlı nazım imar planı olması nedeniyle, öncelikli olarak adanın özgün dokusu ve karakterinin korunmasının beklendiğini ancak plan notları ve planın kendi ruhunu ne kadar gerçekleştirdiğini sormuştur.
- Onaylanma sürecine ilişkin ilke ve hedeflerin bütüncül olarak ortaya konulması için, mevcut parçalı kurumsal yapıda söz konusu ilke ve hedeflerin nasıl gerçekleştirileceğini sormuştur.
- Adalar bazında şemalara bakıldığında da ilave nüfusun 4461 kişi olduğu, yapılaşma öngörülerinin mevcut dokuda doygunluğa ulaştırılması olduğu, mevcut kentsel dokuda boş parsellerde yeni yapı yapma imkanı sunduğu ancak planın mevcut dokunun korunmasına olanak vermesi gerektiği ve yeni yapılaşmanın olmaması gerektiği vurgusunu yapmıştır.
- Plan hükümleri nedeniyle mevcut tek katlı yapıların 2 yapı haline gelerek mevcut tipolojinin değişebileceği, adaların özgün dokusunun korunmasına ilişkin bir yaklaşım göremediklerini, envanter çalışmasının ince bir plan notuyla modern mimarlık miraslarının koruma altına alınması ve hiç bir yapı yapılmaması kanaatinde olduğunu belirtmiştir.
- Donatı alanlarında artış oranına bakıldığında park alanları ile ilgili, bir kentin park ihtiyacı ve Adalar’ın park ihtiyacının çok farklı olacağını, Adalar’ın bu kadar parka ihtiyacı olup olmadığının sorgulanması gerektiğini sormuştur. Bu kararın dokunun özelliklerini ortadan kaldırabilecek bir karar gibi göründüğünü, düzenlenmiş park alanlarına ihtiyaç olmadığını paylaşmıştır.
- Doğal karakteri korunacak alanların bir takım parçacıl alanlardan oluştuğunu, Adalar’ın tamamının doğal karakteri korunacak alan olması gerektiğini söylemiştir.
- Kıyı çizgisinin net bir şekilde çizilmesi gerektiğini, Adaların doğal kıyı alanlarının korunması gerektiğini, plan notlarında da Adaya açıklayıcı ve detaylı bir koruma yaklaşımının verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
- Onaylama sürecinde 3 farklı kurum arasında eşgüdüm sağlanmasının gerektiğini, bununla ilgili yasal bir bağlayıcılık olarak bir formül bulunması gerektiğini aktarmıştır.
- Adalar ilçesinin herhangi bir yer olmadığını, plan yaklaşımında koruma vurgusunun mümkün olduğunca plan notlarında sıkça vurgulanması gerektiğini söylemiştir.
Mahmut Nüvit Doksatlı
- Ön cephedeki donatı alanlarında belediye hizmet alanı, kamu hizmet alanı ve teknik altyapı gibi tesislerin sahil şeridinden kaldırılması önerisini sormuştur.
- Akülü araçların kaldırılmasını istemiştir.
- Adalar yaşamının aslında bir köy yaşamı olduğunu, yavaş şehir olduğunu, örneğin İtalya gibi tüm yavaş şehirlerde kültürel mirasın korunmasının şart olduğunu belirtmiştir.
Haluk Eyidoğan
- Donatı alanları adetleri zikredilerek bu taleplerin halk tarafından mı talep edildiğini sormuştur.
- Sağlık alanları fonksiyonunun hangi alanlar için geçerli olduğunu sormuştur.
- Kıyılar ile ilgili müktesep hakları olanlara dokunmayacağız ifadesine yönelik, topografya ve coğrafyası değiştirilmiş kıyı alanlarında müktesep hakların olup olmadığını sormuştur.
- Vapur ve deniz otobüsleri iskelesinin 30 yıllık tahsislerinin olduğu ancak bu alanların kaçak olduğunu vurgulamıştır. Özellikle motor iskelelerinin kötü yapıldığı ve durumlarının ne olacağını sormuştur.
- Yeni otel ve pansiyon yapılamamasına yönelik, var olan 2 otelin kapalı olduğu, pansiyonların bulunduğu, bu plan kararın tartışılabilir olduğunu söylemiştir.
- Kıyı çizgisinin değiştirilerek doğallıktan uzaklaştırıldığını, kıyıların kum doldurularak doğallığın bozulduğunu, bazı etütlerle doğal halinin belirlenebileceğini söylemiştir.
- Yıllardır talep edilen KUDEB birimine ihtiyaç duyduklarını, böylece denetim ve raporlamanın rahat ve hızlı olacağını belirtmiştir.
- Adaların 15 bin civarı kayıtlı nüfusu bulunduğunu ve 15 bin nüfus bütçesinin alındığını ancak hafta sonu ve yaz nüfuslarının 150-200 bin olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle Adalara günübirlik gelenlerden giriş biletleri, rüsum alınması vs. bir miktar para alınması gerektiği önerisini paylaşmıştır.
- Sayısı giderek artan plaj inşasının olduğu, bu duruma net bir sınır koyulması gerektiğini belirtmiştir.
- Günübirlik ziyaretçi baskısının nasıl kontrol edileceğini ve Orman Müdürlüğünün mesire alanlarını ihaleye açılmasından Adaların nasıl etkileneceğini sormuştur.
- Adaların ulaşım ile ilgili 3 tekerlekli ve 2 tekerlekli akü motorlu bireysel ve hatta korsan yolcu taşıyan sözüm ona bisiklet denen sayısı 8 bine acayip ulaşan ulaşım araçlarının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu araçların durumunun ne olacağını sormuştur.
Derya Tolgay
- Tarihi Sadık Bey Plajının 14.000 m²’lik alana sahip olduğu ancak topografyanın değiştirildiğini, ağaçların kesildiğini, bir karış toprak bırakılmaksızın beton döküldüğünü, yaz sezonuna yetiştirmek üzere yasadışı inşaatların devam ettiğini belirtmiştir. İnşaat önündeki panoda Adalar Belediyesi, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, Darülaceze Başkanlığı ve Cevahir Holding logolarının bulunduğunu aktarmıştır. Planlar bitirilene kadar iklim krizi ve afet riskleri düşünülmeden, doğaya zarar vererek istedikleri şekilde davranıldığını ancak bozulan doğal peyzajın eski haline nasıl getirileceğini sormuştur. Söz konusu konuya açıklık getirilmesi gerektiğini söylemiştir.
- Basit onarım ve tadilat izni ile kesilen ağaçları, değiştirilen topografya ve kıyı peyzajını, aquapark ve havuzları, binaların inşasını gördüklerini vurgulamıştır.
- Planların başat konusu ekoloji ise bugüne kadar yapılanların bunun aksi olduğunu, bugün yapılan inşaatların ve projelerin geriye dönülmesin ne büyük masraflara neden olacağını, plaj düzenlemesi sonucu yollardan yağmurun oluk gibi aşağıya aktığını söylemiştir.
- Mehtabı seyrettikleri çok küçük bir kumsal alanının olduğu ancak tepelerde güçlü aydınlatmalar yapıldığından doğallığın bozulduğu şikayetinde bulunmuştur.
- 14.000 m²’lik doğal Sadık Bey Plajının mahvedildiği vurgulamış olup birimlerin çalışmaları ile ilgili niçin koordinasyon sağlanamadığını sormuştur. (Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından Sadık Bey Plajı ile ilgili İBB olarak kurul kararında şerhin bulunduğu cevabı verilmiştir. Proje kuruldan geçtiği için Adalar Belediyesinin ruhsat verdiği o nedenle tabelada Adalar Belediyesi ve İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün adının yazdığı belirtilmiştir)
- Sivil inisiyatif olarak, hiç bir bedel karşılık beklemeden atların sağlığı için tasarlanmış ve ekosisteme uygun malzeme kullanılarak tasarlanmış kolektif ahır modelini tarafımıza gönderildiği ancak cevap verilmediğini belirtmiştir. (Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından proje henüz netleşmediği için geri dönüş yapılmadığı, fakat ilgili birimlere iletildiği, takibini yapacakları cevabı verilmiştir.)
- Adaların ormanlarında yol planlamak, ekoloji ile ilgili çalışmalar yapanlar için cinayet anlamına geleceğini belirtmiş, başka yöntemlerin bulunması gerektiğini söylemiştir. Heybeliada 4.6 km alan orman bulunduğu, ormana sadece sırt çantası ile girilmesi gerektiğini söylemiştir.
- Adalar Belediyesinin UNESCO müracaatının olduğunu, Dünya Mirası Adalar olarak bakanlığa dosyanın yollanması için ön ayak olduklarını, bu konunun inşaatları yapamayacağız endişesi ile yokmuş gibi davranıldığını belirtmiştir.
- Çalışmaların başından beri ulaşım çalışmalarının problemli olduğu, ilk işlerinin otoban korkulukları koymak olduğu, Şehir Planlama Müdürlüğü ve diğer birimler ile koordineli çalışmadıklarını ve değerlendirmeleri önemsemediklerini söylemiştir.
Zekiye Kürkçü
- Koruma Amaçlı Nazım İmar Planında hemzemin, su geçirgen malzemeli yollar konuşulurken, aynı sene içerisinde ormana asfalt yolların yapılmasının çelişkili olduğunu söylemiştir. Niçin demir bariyer ve refüjlerin ormana kadar ilerlediğini, araçların neden ormana kadar gittiğini sormuştur. Akülü araçların konutların bittiği alanlara kadar ilerlemesi gerektiğini söylemiştir. 1 yıl önce yapılan asfaltın plan sonrası kaldırılmasının israf olacağı, en başından asfalt yolların yapılmaması gerektiğini belirtmiştir.
- Atlarla ilgili İBB ile yapılan tüm görüşmelere ve bilgi sunumlara rağmen kamuoyu önünde sorunları ilk kez duymuş gibi açıklama yapıldığını, İBB ekiplerinin uydurma videolarla yayın yaptıklarını, gerçekleri söylediklerini ifade etmiştir.
- Mart 2020’de Adalara yeni at girişinin yasaklanması konusunda Kaymakamlığın keyfi olarak ifade ettiği cümlelerin Strateji Belgesinde yer almasının kınandığını, atlar bitene kadar kamuoyunun oyalama çalışıldığını söylemiştir.
- Heybeliada’da at ahırları için ayrılan alanın kaç m² olduğunu sormuştur. (Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından 1600 m² cevabı verilmiştir.)
- Bireysel akülü araçların çoğaldığını, Şehir Planlama Müdürlüğü olarak kişilerin isteklerinin değil ortak fayda sağlayacak kararların üretilmesinin doğru olduğunu ifade etmiştir.
Zeynep Alpar
- Kıyı alanlarında yasa dışı yapılaşma konusunu sormuştur.
- Kaymakamlığın cümlesi olup, itiraz ettikleri “Adaya yeni at girişi olmamak kaydıyla” ifadesinin strateji belgesinde geçmesini kınamıştır. Yeniden ahır yapılacaksa bu maddenin neden koyulduğunu sormuştur. 860 tane atın dağıtıldığını, kötü yerde bulunanların geri getirilmesi istediklerini, İstanbul Üniversitesinin alınan 20 atı iade etmek istediğini ancak edemediğini paylaşmıştır. Söz konusu yarım cümlelik ifadenin kaldırılmasını istemiştir. Adaya dışarıdan at getirilmesin dediğinizde “at kültürü” filan korunamayacağını, mevcut atlar ölünce atların hayatımızda olmayacağı endişesini dile getirmiştir.
- Atların mevcut sayısının azalmasının kaçınılmaz olduğu, hapsedildiklerini ve bu yüzden öldüklerini, üremeye yetecek kadar sağlıklı, kısırlaştırılmamış, yetişkin atın olmadığını vurgulamıştır. (Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından atlar konusunda, üreme koşullarının olmadığı bilgisini bilmediklerini, bu bilgiyle birlikte yeniden değerlendirip önerinin revize edileceği cevabı verilmiştir.)
- Adada çocuk yetiştiren biri olarak parklar aydınlatılmadığında bira şişesi, kusmuklarla karşılaştıklarını, parkların denetlenmesi gerektiğini söylemiştir.
- Adalar sahillerinde aydınlatmaya gerek olmadığını, mehtabı engellediğini, aydınlatma direklerinin daha aşağıya indirilmesi gerektiğini söylemiştir.
- Nüfusla ilgili 4.000 kişilik artışın fazla olduğunu, zabıta ve güvenlik artırılamayacaksa insan sayısına dikkat edilmesi gerektiğini, koruma amaçlı bir plan için yeterince binanın zaten bulunduğunu, yapıların estetiğinin korunması gerektiğini belirtmiştir.
- Geçen yaz katıldığımız toplantılarda pek çok talep olduğunu ancak nüfus artışı ve boş parsellere bina yapılması gibi bir talep olduğunu hatırlamadığını ifade etmiştir. Nüfus artışına neden gerek duyulduğunu sormuştur.
- Soylulaştırma operasyonuna da ihtiyaçlarının olmadığını, otobüslerin sadece konfor isteyen daha zengin insanları buraya daha rahat çekecek bir şey olduğunu, sosyal yapıyı değiştirecek adımlar gördüğünü belirtmiştir.
- Adaların yeni kimliğe ihtiyacının olmadığını, aslında hepimizin adanın kendine ait kimliğini koruma mücadelesi verdiğini söylemiştir.
- Heybeli Sadık Bey Plajının korkunç bir betonlaşma içinde olduğu ve bu durumun koruma kurulundan onayı olduğunu, izinsiz kaçak inşaatı şikayet ettiğimizde Adalar Belediyesinin rüşvet alıp, göz yumduğunu bildiklerini söylemiştir.
- Eğitim almış orman yangını gönüllüsü olarak orman içi asfalt yolları genişletmenin yangına karşı koruma sağlamayacağını, sadece ormana zarar vereceğini belirtmiştir. Yangınlar için yola değil hidrat sayısının artırılmasına ihtiyaç olduğunu söylemiştir.
- Ormanların kentsel alan olmadığı, neden ormandan otobüs geçirildiğini sormuştur. Ormanda toplu ulaşıma ihtiyaç olmadığını vurgulamıştır. Otobüsle ormana insan taşımanın hızlı hayat demek olduğu ifade edilmiştir.
Nurşin Altunay
- KAİP etiketli projeler neden nazım planı içinde değil de plandan ayrı, ek olarak sunulduğunu sormuştur. Atlarla ilgili iki projenin neden nazım planı içinde değil de ayrı olduğunu sormuştur. (Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından KAİP etiketi olan konuların plan kararı olan konular olduğu, stratejik plan ve nazım imar planının eşgüdümü açısından o şekilde ifade edildiği cevabı verilmiştir.)
- İstanbul nüfusunun %28 artması 4 milyon demek, çok büyük rakam ve Adalarda kişi sayısı az olduğu için 4.000 kişi yüzde olarak bakarsak çok fazla olduğunu belirtmiştir.
- “İmar planının bir eki olarak İBB meclisine iletilmesi, hazırlanan strateji belgesinin planın onaylanması ile birlikte resmiyete kavuşması beklenmektedir.” cümlenin muğlak göründüğünü, belki de bu ifadenin değiştirilmesi gerektiğini söylemiştir.
Deniz Tüfekçi
- Eski hastane sanatoryum yaşlı bakım alanına dönüştürülürse sağlık alanına kapsamına girip girmeyeceğini sormuştur. Böyle bir hastaneye dönüştürülebilir ise Adalar’ın ekonomik anlamda canlılık kazanacağını ifade etmiştir.
- Yaz sezonu plaja gelen insanları merkezden arındırmak için asıl amaçlı yüzmek olan insanların yaz sonunda sökülen ve yaz başında takılan bir iskele ile taşınmasının mümkün olup olmadığını sormuştur. Söz konusu iskeleler ile ada içi trafik ve kirliliğin önüne geçebileceğini söylemiştir.
- Ada içinde Arnavut kaldırımların kaldırılarak asfalt olduğu ancak artık yolların suyu emmeden en tepeden aşağıya kadar aktığını, tüm sahile ve işyerlerine su bastığını, eski doğal taşlara dönülmesi gerektiğini belirtmiştir.
- Ada’da araçların da olmaması gerektiğini, temel kullanımın yaya yolu olduğunun unutulmamasını söylemiştir.
- Ada’nın çöplerinin taşındığını, çöpü gübreye dönüştürecek çöp imha alanlarında organik gübre şeklinde sıfır atık yönteminin uygulanacağı alanların ayrılıp ayrılmadığını sormuştur.
- Sahillere 27 büyük tankerle kum getirildiğini ancak kumların lodosla gittiğini söylemiştir.
- Askeri lojmanların ne olacağını, yıkıldığında imar verilip verilmeyeceğini sormuştur.
- Sadık Bey Plajının betonlaştırılmasına kimin izin verdiğini sormuştur.
- Yeni inşaatlarda kullanılacak kaplama (dış cephe görüntüsü) malzemesi standardının olup olmayacağını sormuştur.
- Adaların devşirilmeye değil, doğasıyla ve kültürüyle korunmaya ihtiyacının olduğunu Sayın İmamoğlu’nun dediği gibi” Adalara yeni kimlik kazandırma” ya değil, kimliğini ve kültürünü korumaya ihtiyacı olduğunu, plancılar olarak sayın başkanın anlayışına karşı çıkılmaması gerektiğini söylemiştir.
- Adaya girişlerde ada kartı ya da ikameti olanlar dışında ulaşım araçlarını kullananlar için vergi konulması, milli parklara giriş ücreti gibi adalara giriş ücretinin alınması önerisini söylemiştir.
- Kalkınma, soylulaştırma denilen şeylerin Adalar’a çok şey kaybettireceği ve geriye dönüşünün olmayacağını belirtmiştir.
- Adalarda Orman Bakanlığı tarafından kiraya verilen yerlerin İBB olarak talep edilerek Adalar Belediyesine verilmesinin mümkün olup olmadığını sormuştur.
- Fayton ulaşımının durdurulmasının Adalar kültürünü yok etmek anlamına geldiğini, Faytonsuz at yaşatılamayacağını, atların sokak hayvanı olmadığını, bunun anlaşılması gerektiğini belirtmiştir.
- Adaların toplu taşımaya ihtiyacı olmadığını, küçük bir yerleşim alanı olduğunu, şehirleşme ve hızlı yaşam gibi bir dertlerinin olmadığını söylemiştir. Adalara motorlu araçları dayatmanın Adalar kültürünü yok etmek anlamına geldiğini, hızlı ve zahmetsiz ulaşımın doğayı tehdit ettiğini vurgulamıştır.
- Günübirlik turizmin azaltılması için Anadolu ve Avrupa yakalarında kıyıya paralel dubalarla oluşturulmuş yüzme alanları yapılması gerektiğini, geçmiş yönetimlerin yüzme alanı bırakmadığını söylemiştir. İBB’nin aynı yat limanlarında kullanılan poliüretan tipi dubalarla sahile paralel dikdörtgen 100 m x 50 m boyutlarında altı ağla kaplı açık deniz havuzları yaparak insanların adalara yüzme amacıyla gelmesinin önüne geçilebileceğini aktarmıştır.
- Motorlu araçları legal hale getirecek anlayışın Adaları yok edeceği, Yassıada gibi beton ada olmak istemediklerini söylemiştir.
- Yangın öne sürülerek orman içi yolları 6 metre yapmaya çalışılmamasını, bu gerekçeler öne sürülerek inşaatların önünün açılacağını belirtmiştir.
- Toplu taşıta ihtiyacın nereden çıktığını, bisikletlerin her adalının doğal aracı olduğunu, motorlu taşıtlara ihtiyaçlarının olmadığını söylemiştir.
Korhan Gümüş
- Strateji planının aktörlerin nasıl katılacağını tanımladığını, kültürel miras konusunun son derece yaratıcı bir konu olduğunu ifade etmiştir. Bağımsız kurumların nasıl katılım sağladığını sormuştur.
- Arşivleme sisteminin nesneleştirici/özcü olunca ister istemez küçük bir azınlığın duyarlılığı gibi anlaşıldığını, planlama kararlarının yolsuzlukları beslediğini söylemiştir.
- Strateji Belgesine göre 1/1000 ölçekli planların nasıl hazırlanacağını sormuştur.
- Büyükada’da yolların kenarındaki bitki dokusunun mahvedildiğini, peyzajı dikkate almadan bu işlerin yapılamayacağı söylenmiştir.
Ali Erkut
- Yolların doğal dokusunun zaman içinde değiştirildiğini, su baskınları ile binaların kaydığını, suyun topraktan emilmediğini, su geçirimli doğal taşlı yollara dönülmesi gerektiğini, maalesef elektrikli araçların gelmesi ile yolların değiştirilmesinin mümkün olup olmadığını bilmediğini söylemiştir.
- Lojistik meselesinde adanın mal deposu haline getirilmemesini, bu alanların şehir dışında olmasını, lojistiğin doğru bir taşıma gemisi ile yapılması gerektiğini söylemiştir.
- Adalara yeni at girişi konusundaki kısıtlama maddesini kınadığını aktarmıştır.
- Kıyıda konutu olan her vatandaşın kendisinde iskele hakkı gördüğünü, bir kez ceza ödeyerek sonrasında ihlal edildiğini, bu nedenle günümüz tekniğine uygun yüzen iskelelere izin verilebileceğini, kamu yararı olmayan çıkıntıların kaldırılması gerektiğini önermiştir.
- 000 kişilik nüfus artışının fazla olmadığını, konut hakkı olan boş parsellerde yapılacak bina sayısının taşıyabileceği insan sayısı olarak hesap edildiğini ifade etmiştir. Gerçekçi olmayan durumların daha sıkıntılı bir durum olan kaçak yapılaşmaya neden olacağını aktarmıştır.
İdil Özsöyler
- Strateji belgesinde insan odaklı bir plandan bahsedildiği ancak bu durumun artık geride kaldığını, insan odaklı plan ile toplu taşımanın geldiğini belirtmiştir. İnsan odaklı planlama yaklaşımının nasıl ekolojik olabileceğini sormuştur.
- Adalar ulaşımıyla ilgili yetkinin UKOME’ye geçtiği, sit alanları ile ilgili kültür varlıkları koruma yasasının 61. maddesi kararlarına uyulmak zorunda olunduğu, koruma kurulunda ise tüm yolların zaten yaya yolu olarak tanımlandığını söylemiştir. Koruma kurulu kararlarına uyulmak zorunda olunduğu ancak plansızlıktan bu hale gelindiği, 1980’lerin sonundan beri en özenli planın bugün yapıldığı ve sakat yönlerinin de düzeltilerek hayata geçmesi gerektiğini vurgulamıştır. Adaların bir kent değil, aslında köy olduğunu, kötü politikalar ile kalabalıklaştığını, bir yere ulaşım kolaylaştığında yapılaşmaya teşvik edildiğini, denetim ve kontrolle mümkün olmadığını deneyimlediklerini, dolayısıyla bu özenli çalışmanın boşa gitmemesi için koruma kurulları kararlarına uyarak motorlu taşıtların kaldırılması gerektiğini aktarmıştır. Yapılaşma ve diğer koşullar yönünde yetkilere bağlı olarak Danıştay 6. kararının olduğu, koruma kurulu yetkisi kısıtlı olduğu konusunda yanıldıklarını, Yasaların dikkate alması gerektiğini, özenle hazırlanmış bu planın sonuca sağlam getirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü
- Gülşen Hanım’ın planın onay aşamaları sorusu ile ilgili, plan gidişatında kurumlarla görüşmeye çalışıldığını, Strateji Belgesi ve imar planı ile ilgili onaylayacak kurumlara sunum yapılacağını, önemli bir sorunla karşılaşacağımızı düşünmedikleri cevabını vermiştir.
- Mevcut durumun korunmasıyla ilgili; boş parsellerin imarının verilmemesinin mülkiyet hakkı açısından pek mümkün olmadığı, bu kadar parselin kamulaştırılmasının da mümkün olmadığını belirtmiştir.
- Modern mimarı ile ilgili; strateji belgesinde bir eylemlerinin olduğu, imar uygulamasının yapılması ile ilgili plan notlarının geliştirilebileceğini aktarmıştır.
- Park alanları ile ilgili; bu alanların aslında açık ve yeşil alanlar olduğu ve tamamının düzenlenecek alanlar olmadığını, Adalar’ın küçük ve koruma planı alanı olduğu için aslında ölçek gereği gözükmeyecek alanların da gösterildiği, parkların en temel işlevi olarak toplanma alanı ve açık alan olarak kullanılması ve sadece bir kısmının çocuk oyuna alanı kullanılabileceğini belirtmiştir. Park Bahçeler Müdürlüğünün ekolojik sistemler ile ilgili gerekli olan projeler gerçekleştireceğini söylemiştir.
- Doğal karakteri korunacak alan ifadesini kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında bulunmayan, orman olmayan mülkiyetsiz alanlar olduğu için kullandıklarını söylemiştir.
- İskelelerde afete yönelik yeni dolgu dışında rekreatif amaçlı yeni bir dolgu alanının yapılmaması plan notu eklenmesi gerektiğini ifade etmiştir.
- Sahildeki kamu binalarının kaldırılması konusunun kentsel tasarım rehberi açısından yeniden düşünülmesi gerektiğini belirtmiştir.
- Plan şemasında sağlık alanı tesisi adedinin çok görünmesinin sanatoryumdan kaynaklı, tek tek ayrı alanlar gibi görünen bir teknik hata olduğunu dile getirmiştir.
- Kıyıda özel mülkiyette bulunan ruhsatlı yapılar için müktesep hak tabirini kullandıklarını, sahildeki kaçak yapıların yasallaştırılması anlamında değil, nitelikli turizm faaliyetinin artacağı kanaatinde olduğunu belirtmiştir. Kıyı kenar çizgisinin sabit olduğunu, ÇŞB tarafından değiştirilmesi zor ve kesin tespitin ve değiştirme işleminin mahkeme kararı ve kurullar aracılığıyla yapılabileceği bilgisini aktarmıştır.
- İskelelerin İDO ile 2011 yılı tahsisinin bulunduğu, tek bir iskeleye birleştirme önerisi ile ilgili görüşmelerin yapılacağı ve büyük ihtimalle çalışmalar sonunda iskelelerin tek gösterileceğini ifade etmiştir.
- At konusu ile ilgili temel yaklaşımın mevcut atların yaşamını devam ettirmesi, atların bakım altına alınması yönünde olduğu, bölgede bir rehabilitasyon merkezinin olacağı, adadaki at varlığını yok etmek niyetinde olmadıklarını, aksine atların hayatlarına sağlıklı şekilde devam ederek popülasyonunun korunması vurgusunun da belgeye ekleneceğini belirtmiştir.
- Toplu taşıma güzergahları ile ilgili doğal alanlara olan baskının çok büyük bir problem olduğu ve bunlar ile ilgili çalıştıklarını, bunun bir plan vadesi ve takviminin olduğunu, şu an kentsel tasarım rehberi olmadığı için anlık uygulamalar yapıldığını, bundan sonrası ile ilgili işleri düşündüklerini, doğal olarak plaj olan alanlar ve orman alanlarında yeni bir tahsis yapılamayacağına dair amacın olduğunu belirtmiştir.
- Rekreatif vadiler oluşturulduğunu söylemiştir.
- İlave yapılaşmalarda tescilli olmayan boş parsellerden bahsedildiğini aktarmıştır.
- Deniz Bey’in yaşlı bakım evleri de sağlık sistemine dahil mi sorusuna yanıt olarak, tahsisin diyanette geri alınıp alınmaması konusunun bakanlık tasarrufunda olduğu cevabını vermiştir.
- Mevcutta 8 metre yolların olduğu, yolların genişletilmesi mümkün olmadığını, ormandan geçen yollar ile ilgili yangın ve afete müdahale açısından 6 metre olduğunu, yollarla ilgili geçirilmeli malzeme zorunlu olacağını, muhakkak adabüslerin gittiği geçitte dahi geçirimli malzeme teknolojisi olabileceğini, hem belge hem de planda geçirimli malzeme notlarına yer verildiğini aktarmıştır.
- Askeri lojmanlar ne olacak konusunda bu alanların askeri alandan çıkarılacak gibi bir karar olmadığını, tasarruf İBB’ye ait olmadığından buna ilişkin bir kararın alınmadığını söylemiştir.
- Kıyılar için denetimin çok önemli olduğunu, zabıta birimlerimizin güçlendirilerek denetimlerin daha doğru ve kararlı yapılacağını belirtmiştir.
- Dışarıdan at getirilmesi kararının olduğu ancak adalar arası atların taşınmasında sıkıntı olmayacağı, atlar için gezi güzergahları projelendirileceği söylenmiştir.
- Kentsel tasarım rehberi ile adaya uygun olmayan aydınlatmalar yapılmasının önüne geçileceği söylenmiştir.
- İlave nüfusun yaz ayları kapasite nüfusuna göre çok az olduğu, bu konuda kısıtlamanın planın iptaline kadar gidebileceği, belli metrekarede taban oturumunu kısıtladıklarını, bunun üzerinden yapılan hesapla gelen nüfus hesaplandığını, yeni yapıların da kentsel tasarım rehberiyle ada kimliğine uygun yapılacağını, idari anlamda Adalar’da daha güçlü şekilde olunacağını belirtmiştir.
- Adanın lojistiğini Büyükada’da çözmeyi planladıklarını, anakarada bir alan bulunamadığı için olası bir afette kriz yönetimi açısından Büyükada’nın seçildiğini, İBB tarafından yönetilen bir lojistik alan olacağını ifade etmiştir.
- İnsan odaklı planlama yaklaşımı ile adanın ekosistemini yaşatmanın ve geliştirmenin amaçlandığı, Adalar’ın doğal sistemine zarar vermemek istediklerini, toplumsal yapı için de bazı hizmetlerin gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
- Kurul kararları gereği bisikletin de faytonun da yaya yolunu kullanamayacağını, yaya yolunda bisikletin gitmesinin de yasal olmadığını, getirilen düzenleme ile yolun ne şekilde kullanıldığına karar vermenin belediye yetkisinde olduğunu belirtmiştir.
- Adanın girişine vergi koymanın TBMM yetkisinde olduğunu, başka yöntemler denenebileceğini söylemiştir.
- Darülacezenin yeriyle ilgili kurul kararına İBB olarak şerh koyduklarını belirtmiştir.
- Tüm yollarda yaya olduğu vurgusunun yapıldığını söylemiştir.
- Adalar’ın bir köy değil kentsel sit alanı olduğu, kültürel mirasının olduğu, Adalarda hane halkı anketi ve sahada da anketler yapıldığını, memnuniyet anketlerinin de olduğunu söylemiştir. Bireysel akülü araçların kısıtlanması gerektiğini, toplu ulaşım olmayınca onların devreye girdiğini, bu nedenle sınırlı bir toplu ulaşım planlandığını aktarmış olup, Orman Bölge Müdürlüğü’nün kullanıldığı yolların 6 metre standartına getirilmesinin sağladığını belirtmiştir.
- Hidratların düzenlenmesine de çalışıldığını, ormanların tamamında düzenlenen yol olmadığını, konunun ölçeğinin doğru tespit edilmesi gerektiğinin altını çizmiştir.
Verimli bir toplantı olduğu, değerlendirme ve eleştirilerin tekrar gözden geçirilerek değerlendirileceği belirtilmiş olup toplantıya son verilmiştir.
Büyükada Taslak Nazım Plan Değerlendirme Toplantısı (21.05.2021)
BÜYÜKADA – TASLAK NAZIM PLAN DEĞERLENDİRME TOPLANTISI
BÜYÜKADA TOPLANTININ TARİHİ VE YERİ
21.05.2021– Çevrimiçi
TOPLANTININ AMACI VE KONUSU
Büyükada özelinde Taslak Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve Strateji Belgesi -2. Taslak üzerine tartışmaların yürütülmesi, soruların cevaplanması.
TOPLANTIYA KATILANLAR
İBB Şehir Planlama Müdürü: Fatih Doğan
İBB Şehir Planlama Müdürlüğü: Serkan Baş, Filiz Deveci, Sema Reyhan, Miray Özkan, Gözde Ağartan Ünaldı, Sibel Dündar Doğan, Onur Kınacı, Seyhan Özçelik
İBB Çevre Koruma Şube Müdürlüğü: Funda Ataş
İBB Ulaşım Planlama Müdürlüğü Bisiklet Şefliği: Furkan Doğan
Adalar Belediyesi: Sumru Süslü, Günseli Meriç
Toplantıda Söz Alanlar: Cansal Hiçyılmaz, Betül Tanbay, İskender Özturanlı, Zeynep Alpar, Korhan Gümüş, Zekiye Kürkçü, Emel Danismend, İzel Levi Coşkun, Derya Tolgay, Haymi Behar, Kadir Bayındır, Funda Ataş, Nur Çakmak, Özlem Yuzak, Furkan Doğan
Sibel Dündar Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü
- Strateji Belgesinin ilk taslağının aralık ayında paylaşıldığını, geri dönüşler doğrultusunda belgenin revize edildiğini ve ikinci Taslağın 17 Mayıs tarihinde internet sitesinde yayınlandığını aktarmıştır.
- 18 Mayıs tarihinde Şehir Planlama Müdürlüğü YouTube kanalı üzerinden Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Taslağı sunumunun yayınlandığını, böylelikle toplantıda üzerine tartışmak için daha çok vakit ayırmayı hedeflediklerini söylemiştir.
- Strateji Belgesi ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planın haziran ayında İBB Meclisine iletileceğini belirtmiştir.
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü
- Adaların değer verdikleri, ihtimam gösterdikleri bir ilçe olduğunu ifade etmiştir.
- Eşsiz bir kültürel birikimi, doğal çeşitliliği olduğunu ve bunu “adalar ekosistemi” olarak adlandırdıklarını belirtmiştir.
- Adalar ekosistemini tüm bileşenleri ile yaşatmanın en büyük hedefleri olduğunu, birlikte yaşama kültürünü tescillemek istediklerini dile getirmiştir.
- Strateji Belgesi üretim sürecinde oluşturdukları vizyon, ilke ve stratejiler doğrultusunda temel yaklaşımın belirlendiğini; geleceğe dönük kestirimler yapıldığını; koruma ve kullanmaya ilişkin hem genel hem ada bazlı özel kararların geliştirildiğini aktarmıştır.
- Yakın zamanda Adalar Koordinatörlüğü’nün kurulduğunu ve burada çeşitli birimlerin yer aldığını; önümüzdeki dönemde daha aktif olacağını belirtmiştir. Adalar Koordinatörlüğü’nün Strateji Belgesi ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının izleme sürecini yürütmesini hedeflediklerini ifade etmiştir.
- Büyükada Taş Mektep binasında bir Ada Enstitüsü kurulmasının hedeflendiğini, burada atölyelerin gerçekleştirileceğini, araştırma birimlerinin yer alacağını; şu anda model geliştirme sürecinin devam ettiğini aktarmıştır. Nazım imar planı çalışmasından sonra toplantılar, görüşmeler yapıp bu modeli katılımcı bir şekilde geliştirmek istediklerini ifade etmiştir.
- Adaların %70’inin doğal sit alanı olduğunu; mevzuat ve kurul kararları doğrultusunda sit alanlarında kararlarının şekillendiğini belirtmiştir.
- Orman kadastrosundan gelen sınırların olduğu gibi planda gösterildiğini; 1.derece doğal sit alanlarında yapılaşmaya müsaade eden herhangi bir karar getirmediklerini, 2. derece doğal sit alanlarında bazı ihtiyaç duyulan donatı alanlarının önerildiğini; 3. derece doğal sit alanlarında ise kısmen yapılaşmanın olduğunu, donatı ve sosyal altyapı alanlarının belirlendiğini aktarmıştır.
- Kıyı alanlarının kamunun kullanımına açık şekilde tanımlandığını aynı zamanda müktesep hakların gözetildiğini belirtmiştir.
- Simgesel yapılardan Taş Mektep ve Troçki Evinin kültürel tesis alanı; Rum Yetimhanesinin eğitim alanı olarak önerildiğini aktarmıştır.
- Afete yönelik toplanma alanlarına ilave alanlar önerildiğini; aynı zamanda afete dayanıksız yapıların ruhsatla kazanılmış imar haklarının korunmasına yönelik plan notu eklendiğini ifade etmiştir.
- Ada içindeki tüm yolların yaya öncelikli olduğunun vurgulandığını; tüm en kesitlerin hemzemin olmasının önerildiğini (herhangi bir yükselti, kaldırım vs. olmadan) belirtmiştir.
- Orman içi yolların tamamının ve doğal sit alanı içindeki yolların genelinin 6 metre olarak belirlendiğini; bunların zaten mevcut durumda 6 metre genişliğindeki yollar olduğunu, genişletme yapılmadığını, yeni yol açılmadığını, mevcutların korunduğunu belirtmiştir.
- Kentsel yerleşim alanı içindeyse mevcutta 8 metre olan yolların gösterildiğini ifade etmiştir.
- Bisiklet ve toplu ulaşım güzergâhları için ilgili birimlerle çalışıldığını aktarmıştır.
- İhtiyaçlar değerlendirerek yeni teknik altyapı alanları önerildiğini; katı atık dönüşümü ve ayrıştırma için her adada alanlar ayrıldığını; Büyükada’da küçük ölçekli bir arıtma tesisi önerildiğini ifade etmiştir.
- Ana iskeleler ve çıkarma iskeleleri dışındaki iskelelere yer verilmediğini, iskelelerin birleştirilmesi üzerine bir çalışmaları olduğunu (Büyükada hariç), strateji belgesi ve nazım imar planın onaylanmasına kadarki süreçte bu çalışmayı bitirmeyi hedeflediklerini aktarmıştır.
- Büyükada kapasite nüfusunun yaklaşık 24 bin kişi olarak hesaplandığını, bu hesabın mevcut özel mülkiyetteki konut alanları, boş parseller ve verilen yoğunluk, kat, emsal değerleri üzerinden hesaplandığını ifade etmiştir.
- Yeni sağlık alanları, kültürel tesis, sosyal tesis, spor ve park alanları, belediye hizmet alanları (aynı zamanda kültürel ve sosyal tesis olarak kullanmak mümkün) önerildiğini belirtmiştir.
- Yapılaşmaya yönelik olarak; tescilli yapılar haricinde konut, konut + ticaret, turizm gibi alanlarda hem eski plan kararları hem de mahkemenin verdiği kararlar çerçevesinde yüksekliğin 2 katla sınırlandırıldığını, aynı zamanda ruhsatla kazanılmış hakların korunduğunu dile getirmiştir.
- Mevcut dokunun bozulmaması için, ifraz ve tevhide izin verilmeyecek şekilde plan notu geliştirildiğini; sadece kamu kullanımı için koruma kurulunca uygun görülürse müsaade edileceğini belirtmiştir.
- Halkın kıyılardan aynı derecede yararlanabilmesi, sosyal eşitliğinin sağlanabilmesi için plaj alanlarında işletmelerin kullanabileceği alanın sınırlandığını; doğal sit alanlarında derecesine göre %10-%30; kentsel sit alanlarında ise %50 oranı ile sınırlandırıldığını ifade etmiştir.
- Tüm uygulamaların “Ekolojik Kentsel Tasarım Rehberi” ne göre yapılması zorunluluğunun getirildiğini; kamu ya da özel sektör eliyle gerçekleştirilecek tüm imar uygulamaları ve projelerde bu rehberin esas alınacağını söylemiştir.
- Ticari üretim için kentsel tarım alanlarının; her mahalle için bir bostan önerildiğini aktarmıştır.
- Mevcut otel ve pansiyonların varlıklarını devam ettirmesine, yenilerinin yalnızca konut+ticaret alanı içerisinde yapılmasına yönelik plan notu geliştirildiğini belirtmiş, bunun dışındaki alanlarda yeni otel/pansiyon yapılmamasının öngörüldüğünü ifade etmiştir. Konut + ticaret alanının eski plana nazaran küçük bir miktar genişletildiğini aktarmıştı
- Katılımcıların değerlendirmelerini, eleştiri ve sorularını beklediklerini; plan çalışmasının hala taslak olduğunu, gelen yorumlarla nihai haline getirileceğini belirtmiştir.
Korhan Gümüş:
- Strateji Belgesinin temel sorunun aktörler arası ilişkileri düzenlemek olduğunu; katılımın meselenin özünü oluşturduğunu ifade etmiştir.
- İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra değişen planlama paradigmalarıyla; katılım konusunun ve yaratıcı faaliyetlerin birlikte ele alınmaya başladığını belirtmiştir. Katılımın, insanların yalnızca fikir beyan ettikleri bir süreç olmadığını; bu konuda hukuki yöntemler bulunduğunu ve bunların anayasal bir gündem oluşturduğunu ifade etmiştir.
- Bilginin ihale ile elde edilemeyeceğini; bilgi üretimi için bağımsız kurumların ayrı mekanizmalarla planlama süreçlerine katılmasının söz konusu olduğunu belirtmiştir.
- Yassıada da olduğu gibi burada da ekolojinin önemli olduğunun vurgulandığını ancak hafıza mekânı olarak belirlenen bir alan olmadığını belirtmiştir.
- Bir yanda tepeden inmeci bir planlama metodunun, öbür yanda gelişmenin imar yoluyla gerçekleşeceğine inanan popülist yaklaşımın neoliberal simbiyotik ilişki kurduğunu ifade etmiştir.
- Ada Enstitüsünden başlanarak katılım sürecinin gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtmiş; Enstitüde yönetimin nasıl olacağını; hakem kurulu ya da yönlendirici bir organ mı oluşturulacağını sormuştur.
- Strateji Belgesinde içeriğin değil halkın katılımının nasıl gerçekleşeceğini konuşmanın daha öncelikli olduğunu belirtmiş; kamusal nitelik taşıyan, hukuki yöntemlerle katılımın nasıl gerçekleşeceğini, bağımsız kurumların nasıl dahil olacağını sormuştur?
- Plan tamamlandıktan sonra Türkiye’nin imzacısı olduğu Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde katılımın uygulanması gerektiğini, böyle devam ederse hukuki yolları araştıracaklarını söylemiştir.
Cansal Hiçyılmaz:
- KUDEB’in adada bir ofisinin olmasının kaçak yapıların önlenmesinde fayda sağlayacağını ifade etmiştir.
- Yapılarının dış cephe boyasını değiştirmek, tadilat yapmak isteyen kimselerin işlerinin zorlaştırıldığını, bunlarda kolaylık sağlanmasını istediğini dile getirmiştir.
- Elektrikli otobüs ve taksilere kavuştukları için memnun olduklarını, son zamanlarda faytonların durumunun ve faytoncularla ada halkı arasındaki ilişkinin iyi olmadığını ifade etmiştir. Kış mevsiminde elektrikli otobüs ve taksi sayısının yeterli olmadığını ifade etmiş, yaz mevsiminde bununla ilgili önlem alınmasını talep etmiştir.
- Yaya ve bisiklet yolu düzenlemelerinin öncesinde iyice düşünülerek uygulamaya geçilmesi gerektiğini, böylelikle sürekli değişiklikler yapılmamasının önüne geçilebileceğini dile getirmiştir.
- Deniz salyası (müsilaj) konusunda İBB’nin bir çalışması olup olmadığını sormuştur.
Betül Tanbay:
- Büyükada ve diğer adalarda çok sayıda iskele yapıldığını, plancıların haklı olarak bunların sayısını azaltmak ve bir iskele düzeni getirmek istediklerini ifade etmiştir.
- Sedef Adası 1/5000 ölçekli nazım imar planında Şehir Hatları vapur iskelesinin gösterilmediğini belirtmiş, düzeltilmesini talep etmiştir.
İskender Özturanlı:
- Adalara daha hızlı ve daha kolay ulaşım için yolların tekrar değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
- Özellikle pandemi sonrasında Adalar, Çanakkale, Ege kasabaları gibi yerlere yoğun yerleşim talebi olduğunu o yüzden 24 bin nüfusun gerçekçi olmayabileceğini belirtmiş; tekrar değerlendirilmesini önermiştir.
- Plajlarda, tesislerin kullanılacağı alanlara kısıtlama getirilmesine ilişkin olarak; (kentsel sitte %50, doğal sit alanlarında %30 olacak şekilde) esas problemin tesislerin kullanacağı alanın büyüklüğünden ziyade işletmecilerin halkın kıyıyı kullanmasına müsaade etmemeleri olduğunu; bununla ilgili daha net bir ifade kullanılması gerektiğini dile getirmiştir.
- Büyükada’da iskeleler konusunda yalınlaştırma yapılması gerektiğini ifade etmiştir.
- 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planında kamusal olarak belirlenen alanların, merkezi otorite tarafından nasıl kullanılacağını, buna ilişkin önlem alınması gerektiğini belirtmiştir.
Sibel Dündar Doğan- İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü:
Sohbet kısmına yazılan yorumları aktarmıştır;
- Zeynep Alpar: Orman içi asfalt yolların 6 metre olması hususunda; bazılarının mevcutta 6 metre olduğunu ancak hepsini bu genişliğe getirmenin ormana zarar vereceğini, Orman Bakanlığından yetkililere danıştıklarını ve itiraz edeceklerini belirtmiş.
- Korhan Gümüş: Strateji Belgesiyle ilgili konuşmak istediğini belirtmiş.
Bu toplantının daha çok nazım imar planı üzerine konuşmak için düzenlendiğini arzu ederlerse sonrasında Strateji Belgesiyle ilgili başka bir toplantı yapabileceklerini; Ada Enstitüsüyle ilgili olarak model biraz geliştirildikten sonra, çalışma prensipleriyle ilgili başka bir toplantı düzenlenebileceğini ifade etmiştir.
Sohbet kısmına yazılan yorumları aktarmıştır;
- Zeynep Alpar: Nazım imar planına/ strateji belgesine yerleşim yerleri dışına ulaşım aracı giremez diye bir ilke eklenebilir mi diye sormuştur.
- Korhan Gümüş: Kıyı yönetim planı nasıl hazırlanacak diye sormuştur.
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü
- Ada Enstitüsü modeli geliştirilirken katılımcı bir süreç izleneceğini belirtmiştir.
- Orman içi yolların 6 metre olması ifadesinin yanlış anlaşılmaya sebebiyet verdiğini, bunların zaten mevcut durumda da 6 metre genişliğindeki yollar olduğunu; ormanın kendi araçları, bakım vb. için kullanılan yollardan bahsedilmediğini ifade etmiştir.
- Bisiklet ve yaya yolu düzenlemelerinin devam ettiğini aktarmıştır.
- Deniz salyası konusunun planlama uzmanlığına girmediğini, İBB’nin diğer birimlerinin buna ilişkin bir çalışması varsa aktarılacağını söylemiştir.
- Sedef Adası nazım imar planının kontrol edileceğini, iskele gösterimiyle ilgili hatalı bir işaretleme yapılmış olabileceğini belirtmiştir.
- 24 bin nüfusa ilişkin olarak; halihazırda yapılaşmış alandaki yoğunlukların, aynı şekilde boş parsellerde de gerçekleşmesi durumunda beklenen nüfus olarak hesaplandığını belirtmiştir. Ancak parsel ne kadar büyük olursa yapılaşmanın da o kadar artmadığını, buna ilişkin kısıtlama getirdiklerini ifade etmiştir. Yeni alanlar üzerinden hesaplanmadığını, yerleşik doku içerisindeki parsellerin yapılaşmasıyla oluşacak doygun nüfus olarak tanımlanabileceğini söylemiştir.
- Adalardaki bireysel iskelelerin zaten kanuna aykırı olduğunu; bunların yıkımı ve uygun alanlarda böyle bir hizmetin verilmesi yönünde ilerleyen dönemde çalışmalar yapılacağını aktarmıştır.
- İDO ve Mavi Marmara iskeleleriyle ilgili olarak; hedeflerinin yolcu iskelelerini tekleştirmek olduğunu; Büyükada’da yolcu yoğunluğundan dolayı iki iskele olabileceğini ancak diğer adalarda tek iskele olmasını amaçladıklarını belirtmiştir.
- İDO iskelesinin 2011 yılından başlayarak 30 senelik tahsis durumu olduğunu; buranın kullanımıyla ilgili görüşmeler yapılacağını ancak şu anda burada iskele kullanımının söz konusu olmadığını belirtmiştir.
- Kamu alanlarının kullanımına ilişkin endişeleri anladıklarını ancak koruma amaçlı nazım imar planı ve uygulama imar planı yürürlüğe girdikten sonra; tüm uygulamaların “Ekolojik Kentsel Tasarım Rehberi”ne göre yapılacağını ve hepsinin bu rehber üzerinden onaylanacağını o yüzden endişeye mahal olmadığını söylemiştir.
- Yerleşim yeri dışına araç sokulmaması önerisinin gerçekleştirilmesinin çok mümkün görünmediğini belirtmiştir. Toplu ulaşım ifadesinin insanlarda anakaradaki büyük otobüsleri çağrıştırdığını ancak adalardaki ulaşım ölçeğinin farklı olduğunu, buna kamu ulaşımı denebileceğini belirtmiş; ilgili birimlerle çalışmaların devam ettiğini aktarmıştır.
Miray Özkan- İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörü:
- Strateji Belgesinde strateji ve eylemlerin; mümkün olduğunca adayı anlamak, adanın sorunlarının adalılardan duymak ve neler yapılabileceğini ortaya koymak amacıyla geniş toplantılar yapılarak belirlendiğini aktarmıştır.
- Eylem planında bazı paydaşların belirlendiğini; bunun yetkili kurumlara ve birimlere göre yapıldığını; ayrıca adada belli konularla ilgilenen sivil toplum kuruluşları olduğunu, ada dışından, İstanbul ve yurtdışından da ilgilenebilecek STK’ların bulunduğunu ancak şu an isim belirleme imkanları olmadığı ve süreçte bir tartışma yürütülmediği için ilgili STK’lar olarak belirtildiğini aktarmıştır.
- Ada Enstitüsü ve Adalar Koordinatörlüğünün gelişme sürecinde sivil toplumla ilişkilerin nasıl olacağına, nasıl bir çalışma düzeni, birlikte iş birliği düzeni olacağına dair bir model geliştirmeyi ve toplantı yapmayı da planladıklarını ifade etmiştir.
- Strateji Belgesi 2. Taslakla ilgili değerlendirmelerin alındığını aktarmıştır.
- Katılım sürecinin nasıl yürütüleceğine dair adalarda bir değerlendirme yapılması, bunun kabul görüp görülmediğinin tartışılması gerektiğini; bir takım model önerileri üzerinde çalıştıklarını, bunları tartışmaya açıp katılımcılarla izleme, değerlendirme ve eylem planlarını yürütme sürecine yönelik çalışmalar yapılacağını ifade etmiştir.
Zekiye Kürkçü:
- Adalar Belediyesi ve İBB’nin yasa dışı yollarla motorlu araç kullanımını kabul ettiğini, koruma kurulu kararına aykırı davranıp yolları ulaşıma açtıklarını; Strateji Belgesi’nde adanın tüm yolların yaya öncelikli olduğunun belirtildiğini ancak bunun sözde olduğunu; söz ile uygulama arasında ciddi farklar olduğunu ifade etmiştir.
- Bir yandan ada yollarında geçirgenliği olan taş kaplama kullanılacak derken bir yandan orman alanının asfalt kaplandığını belirtmiştir.
- Orman yoluna toplu taşıma (adabüsler) konduğunu, adabüslerin tüm tur yolu güzergahının kullanabildiklerini, bununla neyin amaçlandığını sormuştur.
- Yerleşim yerine kadar gidebilmek için bireysel akülü araç kullanımı yaygınlaşmışsa başka bir çözüm yolunun düşünülmesi niye söz konusu olmadığını; konut alanlarının bittiği yere kadar taşıma yapıp, onun dışına yapmamanın neden mümkün olmadığını sormuştur.
- Korumacı, çevreci belediyecilik anlayışından bahsederken Adalar Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünce önerilen jiletli tel uygulamasının yasaklanması teklifinin belediye meclisinde reddedildiğini söylemiştir.
- Koruma planında adalara yeniden at sokulmaması şeklinde bir cümleye yer verildiğini, bunun koruma planıyla ne ilgisi olduğunu; adadaki atların ölmesi, hastalık olması durumunda at nüfusu azalırsa ne olacağını sormuştur.
- Alınan kararların politik olduğunu belirtmiştir.
Sibel Dündar Doğan- İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü:
- Koruma amaçlı nazım imar planında böyle bir notun bulunmadığını, Strateji Belgesi eylemlerinden birinin açıklamasında yer aldığını aktarmış; atların üreme koşullarının tam olarak bilinemediğini, bu yeni bilgiyle maddenin tekrar değerlendirileceğini; son çalışmada buna göre bir revizyon yapılacağını belirtmiştir.
Emel Danismend:
- Koruma amaçlı nazım imar planı çerçevesinde; tescil niteliğinde olan ama tescil kararı olmadığı için bakım, onarım ve yaşatılma sürecinde tarihi tescilli yapılar gibi koruma şemsiyesi altında bulunmayan yapıların akıbetini sormuştur.
- 4-5 yıl önce alanda saha çalışması yapıldığını, sokak sokak gezilip tescillenecek yapıların envanterinin çıkarıldığını ancak bugüne kadar tescil edilmesi gereken yaklaşık 500 bina varken yalnızca 3-5 tanesinin tescillendiğini söylemiştir.
- Bunun getirdiği sorunlar için koruma amaçlı nazım planında bir yol izleneceğini sormuştur.
İzel Levi Coşkun:
- Büyükada’da yapılması planlanan su artıma tesisinde, buradaki suyun gri su olarak tekrar bahçe, park ya da ormanlarda mı kullanılacağını yoksa denize mi deşarj edileceğini sormuştur.
Derya Tolgay:
- Sadıkbey Plajında, 14 bin metrekarelik alanın, bütün kıyının betonla kaplandığını, kumun kazılarak binalar inşa edildiğini; buradaki panoda Adalar Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün, Darülaceze Başkanlığının ve Cevahir Holdingin logosunun bulunduğunu belirtmiştir.
- Koruma nazım imar planlarının hazırlanacağı duyurulduğundan beri, yaklaşık 2 yıldır, adalarda yasadışı faaliyetlerin (akülü araçlar, inşaat yapılması vb.) arttığını belirtmiştir.
- Adaların bütün yolların asfaltlanmış olduğunu, akan suların hepsinin eğimden dolayı orman toprağına kavuştuğunu belirtmiş; şimdi ise yolların tretuvarla kaplandığını asfaltla doğanın buluşacağı yerde bir set olduğunu; bu setin ada merkezine kadar gittiğini; ada merkezinde de sel, su baskını olduğu belirtmiştir. Daha öncesinde adada su baskını yaşanmadığını zaten çoğunluğu ormanlık alan olduğu için suyun emildiğini ifade etmiştir.
- Kıyıda yapılan ışıklandırma çalışmalarından memnuniyetsizliğini dile getirmiş, kıyı peyzajı eski haline geri döndürülecek mi diye sormuştur.
- Ada’da şu an devam eden yasa dışı faaliyetlerin engellenmediğini, planlama süreci tamamlandığında bu yapılar yasa dışıysa yıkılıp yıkılmayacağını sormuştur.
Haymi Behar:
- Yeni yerleşim alanlarının açıldığını, daha fazla yeni bina yapılması, yeni insanların yerleşmesine yönelik bir plan olduğunu; orman ve doğal vasfını kaybettiğini ifade etmiştir.
- Halihazırda adanın birçok yerinde itfaiye geçebilecek genişlikte yollar varken, yolların 6 metre olmasının doğal alandan kayıp olduğunu belirtmiştir.
- Mevcut binaların depreme karşı güçlendirilmesi, mevcut yeşil alanların korunması ve kıyı şeridinin düzenlenmesi gerektiğini; kıyıda bazı yerlerin sanayi alanı gibi olduğunu kum, inşaat malzemesi vb. geldiğini dile getirmiştir.
- Adanın doğal bitki örtüsü ve doğal yapısının bozulması yönünde bir endişe taşıdığını; adanın organize turizm alanı haline getirilmeye çalışıldığını, İstanbul’dan ziyaretçilerin gelmesinin teşvik edildiğini dile getirmiştir.
- Heybeliada ve Burgazada’daki ahırların yıkıldığını; adalarda atsızlaştırma politikasının güdüldüğünü, atların adaların doğal yapısının bir parçası olduklarını ve nesillerdir burada yaşadıklarını ifade etmiştir.
- Atların doğal alanlarında, ahırlarda yaşamaya devam etmesini ve at sahiplerinin (bir kısmı eski faytoncu-bir kısmı değil) adada atçılık yapabilmesinin desteklenmesi gerektiğini dile getirmiştir.
- Adalardaki at sayısının azaltılması yerine artırılması; insanlarla buluşmalarının sağlanması gerektiğini belirtmiş; Burgazada’da atların geceleri serbest dolaştığından, çocukların atlarla oynadığından bu kültürün korunması gerektiğinden bahsetmiştir.
Sibel Dündar Doğan- İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü:
Sohbet kısmına yazılan yorumları aktarmıştır;
- İzel Levi Coşkun: arıtma tesisinden bahsetmiş.
- Korhan Gümüş: biyolojik arıtmadan bahsedildiğini, bunun 40.000 m2 dolgu alanı demek olduğunu yazmış.
- Mahmut Nüvit Doksatlı: Planlarda merkezin yayalaştırılmamış olduğunu anladığını, doğru olup olmadığını sormuş.
- Zeynep Alpar: Gürültüyle ilgili bir sınırlama var mı diye sormuş (özellikle plaj tesislerinde).
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü:
- Atsızlaştırma politikası güdülmediğini aksine üç adada da mevcut ahırların olduğu yerlerde, büyükşehir belediyesine tahsisli alanlarda; belediye hizmet alanlarının atları yetiştirmek için korunduğunu aktarmıştır.
- Atlar artık ulaşım aracı olarak kullanılmayacağından sayılarında ister istemez bir azalma olduğunu, mevcut popülasyonun korunmasını hedeflediklerini; bu noktada bir kararın eklenip Strateji Belgesinde düzeltme yapılacağını belirtmiştir.
- Belediye hizmet alanlarında ve yapılacak projelerde atlı zabıtaların kullanılacağını; Büyükada’da yürütülen atlı yaşam projesinin daha küçük ölçeklisini Heybeliada ve Burgazada’da gerçekleştirmek istediklerini; çocukların ve yetişkinlerin atlarla olan ilişkisinin devamını sağlamayı amaçladıklarını dile getirmiştir.
- Adalarda tescilli olmayan modern mimari örnekleri bulunduğunu, bununla ilgili olarak ilerleyen dönemde bir envanter çalışması yapılacağını; Strateji Belgesinde eylem oluşturulduğunu aktarmıştır.
- Arıtma tesisinin mevcut durumda İSKİ terfi merkezi olarak kullanılan alanda olacağını, yeni bir yer ayrılmadığını; membran tipi küçük bir arıtma tesisi olacağını; dolgu yapılması gibi bir durum söz konusu olmadığını (40.000 m2 dolgu alanı yorumuna cevaben); arıtılan suyun kullanılıp kullanamayacağına ilişkin teknik detaya hakim olmadığını belirtmiştir.
- Nazım imar planı hazırlıklarının başlamasıyla adada ruhsatsız faaliyetlerin arttığı yorumuna cevaben bunun “geçiş dönemi yapılaşma koşullarından” kaynaklanıyor olabileceği cevabını vermiş; bu kararın verilmesiyle koruma kurullarına çeşitli projeler gönderildiğini; Yörükali’deki projenin de bu şekilde olduğunu ancak Büyükşehir Belediyesinin söz konusu projeye kuruldayken itiraz ettiğini, temsilcileri tarafından şerh konduğunu aktarmıştır.
- Adalarda çeşitli imar faaliyetlerinin devam ettiğini, mevzuata uygun yapılan binaların yanı sıra kaçak yapıların da olduğunu, her konunun münferit değerlendirilmesi gerektiğini, hepsinin aynı anda değerlendirip çok yapılaşma var demenin bu noktada doğru olmayabileceğini belirtmiştir.
- Adaları gelecekte; Strateji Belgesi, Adalar Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı, Uygulama İmar planı ve Ekolojik Kentsel Tasarım Rehberi üzerinden yapılaşmış ve korunmuş olarak görmek istediklerini; ancak şu anda söz konusu belgelerin tamamlanmamış olduğunu bu nedenle mevcut durumda, diğer kurumların uygulamalarını alışageldikleri şekilde devam ettirdiklerini ifade etmiştir. Avan projesine uygun olarak yapılmayan yapılar varsa kimin yetki alanında olduğuna göre (İBB, İlçe Belediyesi, Kaymakamlık) işlem başlatılacağını aktarmıştır.
- Yeni binalardaki, boş parsellerdeki yapılaşmanın Ekolojik Kentsel Tasarım Rehberi’ne göre gerçekleştirileceğini bu nedenle endişeye mahal olmadığını söylemiştir.
- Planın yüksek oranda yapılaşma getirdiği yorumuna cevaben tam aksine toplam inşaat alanı ve yoğunluk ve katlarla beraber mevcudun altında bir yapılaşma önerildiğini belirtmiş; kentsel sit alanında dahi korumacı bir yaklaşım güdüldüğünü ifade etmiştir.
- Adalarda turizm faaliyetlerinin sınırlandırıldığını, merkez alan dışında yeni otel, pansiyonlara izin vermediklerini; yeni günübirlik turizm alanı açılmadığını; sadece Burgazada’da bir tane konaklamalı turizm önerildiğini onun dışında başka hiçbir alanda günübirlik turizm, konaklamalı turizm alanı önerilmediğini aktarmıştır. Eski planın iptal gerekçelerinden en önemlisinin doğal alanların rekreasyon alanı olarak kullanılması olduğunu; bu gerekçeyi dikkate alarak planda koruma yönünde kararlar oluşturulduğunu ifade etmiştir. Örnek olarak, hazineden Büyükşehir Belediyesine tahsisli at ahırlarındaki projede mevcut yapıları kullanarak hatta seyreltilerek bir proje çalışması yürütüldüğünü belirtmiştir. Doğal alanlara, kentsel sit alanlarına, kültürel varlıklara baskı yapacak, onları zarara uğratacak bir karar vermemeye çalıştıklarını dile getirmiştir.
Sibel Dündar Doğan- İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü:
Sohbet kısmına yazılan yorumları aktarmıştır;
- Korhan Gümüş: Strateji Belgesinde uygulama planlarının nasıl yapılması öngörülüyor, yine bir katılım modeli öneriliyor mu diye sormuş.
- Kadir Bayındır: Adalardaki itfaiye hariç araçların tümünün (ambulans, polis, resmi araç, kamyon, vb.) elektrikli olma zorunluluğu getirilemez mi diye sormuş.
- Derya Tolgay: Basit tadilat onarım izni alınarak inşaatlar yapılıyor; yasaları uygulamanızı istiyoruz diye belirtmiş.
Korhan Beyin sorusuna cevaben Strateji Belgesindeki genel ilkelerinden birinin katılım olduğunu, bu yüzden sadece Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı değil belgeyle önerilen tüm eylemlerin, projelerin ve uygulamaların katılımcı bir şekilde olmasını istediklerini ve önerdiklerini; İlçe Belediyesiyle de başından beri eşgüdümlü bir şekilde çalıştıklarını söylemiştir. Bundan sonraki 1/1000 ölçekli plan sürecinde yetkili kurum İlçe Belediyesi olduğu için onlara yöneltilmesi gereken bir soru olduğunu; İBB olarak bu konuda destekleyici ve teşvik edici olacaklarını belirtmiştir.
Funda Ataş-İBB Çevre Koruma Şube Müdürlüğü:
Zeynep Alpar’ın sorusuna cevaben; (plaj tesislerinde gece 12 ye kadar düğün, hafta sonu eğlence ve müzik sesi olduğu, her yere yayıldığı, bununla ilgili çalışma yapılıp yapılmadığı sorulmuştur)
- Büyükada özelinde yaklaşık 10 gün kadar süreyle online gürültü ölçümleri yapıldığını, bu ölçümlerde çevre kanunu çevresel gürültü yönetmeliğinde belirtilen 55-60 desibel limit değerlerin sağlandığını aktarmıştır.
- Yerleşim, park alanı, sağlık merkezi ve sağlık meydanında; elektrikli araçlar da gürültü kaynağı olarak alınarak ölçümler yapıldığını; mevcut değerlere bakıldığında önlem alınması gereken bir durum olmadığını belirtmiştir. Gürültü kaynaklarında bir değişiklik olması durumunda yeniden ölçüm yapılıp ona göre karar verilebileceğini ifade etmiştir.
- Eğlence yerlerinin veya otellerin, canlı müzik veya ses yükseltici cihazlarla düğün yapmaları veya bu tür aktiviteye izin vermelerinin yasa gereği mümkün olmadığını; Adalar Belediye Başkanlığının Çevre ve Şehircilik Bakanlığından almış olduğu bir denetim yetkisi olmadığı için Büyükşehir Belediyesinin şikayet durumunda ölçüm yapıp idari işlem başlattığını dile getirmiştir. Beyaz Masa üzerinden dört ada için de bugüne kadar herhangi bir şikayet gelmediğini; eğer şikayetlerini iletirlerse gerekli ölçümlerin yapılacağını; işletmelerin yasal olarak böyle bir hakkı bulunmadığını belirtmiştir.
Korhan Gümüş:
- Katı atık yönetimi, su yönetimi, kültürel mirasın envanteri, ekosistem yönetimi vb. süreçlerin katılıma açık olması; eşitlikçi, demokratik bir kamu yönetimi için yaratıcı faaliyetlerin erkten bağımsızlaşması; uzmanların, yaratıcı insanların, sanatçıları bilgi üretimine katılması gerektiğini dile getirmiştir.
- Tekelci bir yapıyla planlama yapılmaya çalışıldığını, neoliberal şehirleşmenin kentleri öldürdüğünü, aynısının adalar için de geçerli olduğunu; bu konuları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacaklarını belirtmiştir.
- Planlama modelinin güncellenmesi gerektiğini, şimdiki haliyle hiçbir sivil toplum kuruluşunun katılamayacağını; müktesebata, hukuki normlara uygun bir katılım istediğini ifade etmiştir.
Sibel Dündar Doğan- İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü:
Sohbet kısmına yazılan yorumları aktarmıştır;
- Nur Çakmak: Araba meydanı için yarışma açıldığını ancak oradaki mülk sahiplerinin kendi planlarını yaptıklarını; binaları kullanıma açtıklarını/açmaya devam ettiklerini belirtmiş; bu konuda ne düşünülüyor diye sormuş.
- Yasemin İnceoğlu: İletişim yönetiminin her zaman önemli olduğunu ifade etmiş; katılım konusundaki sorularımız yanıtlamak istenmiyor diye belirtmiş.
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü:
- Elektrikli araç zorunluluğu getirilebilir mi sorusuna cevaben mümkün olduğunu, bunun değerlendirilebileceği yanıtı vermiştir.
- Uygulama nazım imar planı sürecindeki katılım konusuna ilişkin olarak; Korhan Beyin dünya örneklerinden bahsettiğini fakat ülkemizdeki mevzuata göre UİP üretme yetkisinin birincil olarak ilçe belediyesinde bulunduğunu dolayısıyla UİP katılım sürecinin nasıl olacağı sorusuna cevap vermenin uygun olmayacağını belirtmiştir.
- Strateji Belgesi ve nazım imar plan üretimi sürecindeki katılım konusunu da şu anki mevzuat, belediyenin yapısı, kadrosu açısından da değerlendirmek gerektiğini; dünya örneklerini birebir uygulayabilmeyi, onları yakalayabilmeyi istediklerini ancak bunun bütünlüklü bir yapı olduğunu; bir ülkenin planlama konusundaki katılım deneyiminin, tüm kurumlarının yapısıyla, sosyal ve ekonomik yapıyla doğrudan ilgili olduğunu ifade etmiştir. Tüm dünya örneklerini incelediklerini; sadece dışardan takip etmeyip aynı zamanda ilişki içinde olduklarını belirtmiştir.
- Nur Hanımın sorusuna cevaben; fayton meydanıyla ilgili yarışma sürecinin devam ettiğini; yapılan uygulamaların detayını bilmediğini (basit onarım ya da bireysel kullanım gibi) ayrıntı verilirse, daha açıklayıcı yanıt verebileceğini belirtmiştir.
Betül Tanbay:
- Adaların en önemli özelliğinin; müthiş bilgi birikimine sahip olması olduğunu; pilot bir bölge olarak değerlendirilebileceğini; burada Büyükşehir Belediyesinin katılımda, imar planında başarılı olmasının bir turnusol niteliği taşıyacağını; bu deneyimden öğrenilecek çok şey olduğunu ifade etmiştir.
- Ümitli olduğunu; Büyükşehir Belediyesinin diğer çalışmalarını da takip ettiğini; rantçıların, kolay turizmin, kolay tüketimin kazanmadığı bir yer olmasını beklediğini belirtmiştir.
Zeynep Alpar:
- Fayton Meydanının adalarda çok göz önünde bir yer olmasına rağmen (Adalar Belediyesi, Beyaz Masa vs. yakın) burada üzerinde ruhsat, izin hiçbir belge olmadan tadilatlar, değişiklikler yapıldığını; bu binaların fayton mafyası diye anılan kişilerce el değiştirdiğini dile getirmiştir.
- İzinsiz inşaat yapan, kaçak kat çıkan kişilere göz yumulduğunu belirtmiştir.
- Arıtma tesisiyle ilgili olarak; atıkları derin deniz deşarjla ya da arıtarak denize vermenin son derece yanlış ve yasak olduğunu; hiçbir belediyenin atık suyu denize deşarj edemeyeceğini; adaların arkasında deşarj noktaları bulunduğunu; bunların yasa dışı olduğunu ve denizi öldürdüğünü ifade etmiştir.
- Deniz salyası sorununun, Marmara genelinde bir sorun olduğunu; bununla Marmara’daki çeşitli gruplar olarak beraber ilgilenmeye çalıştıklarını, ortak açıklamalar yapmayı düşündüklerini (At Platformu olarak) ifade etmiştir. Deniz salyasının bir sebebinin doğrudan İBB ile ilgisi olmayan sanayi atıkları, diğer sebebinin ise 25 milyon insanın atığının Marmara’ya boşaltılması olduğunu söylemiştir.
- Atlara iyi bakılmadığı, hareket alanları olmadığı, yeterli teşkilat ve eleman olmadığı için atların öldüğünü, ancak belediyenin atlara çok iyi bakıldığıyla ilgili açıklamalar yaptığını dile getirmiştir.
- Büyükşehir Belediyesinin atlı hayatı destekleyecek adımlar attığını, bu durumdan memnun olduğunu; daha önceki toplantılarda söylediklerinin dikkate alındığına inandığını belirtmiştir.
- Atık su, gürültü, yapılaşma konularında kurallara uyulması için Büyükşehir Belediyesinin elinden geleni yapmasını, sorumlu olmadığı alanlarda; sorumlu kurumu (ilçe belediyesi, kaymakamlık vb.) belirtmesini talep etmiştir.
Özlem Yuzak:
- Lafta kalmayan katılımcılığın son derece önemli olduğunu belirtmiştir.
- Adalara şimdiye kadar hep İstanbul’un uzantısı olarak davranıldığını, öncelikle bu yaklaşımdan vazgeçilmesi gerektiğini; adalar özelinde örnek uygulamalar geliştirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
- Adaların bir sit alanı olduğunu ve bu özelliğinden sürekli çıkarılmaya çalışıldığını ifade etmiş; dünyada benzeri olmayan devasa bir metropolün yanında kendi özerkliğini, özelliğini koruyarak süregelen, sürdürülebilir bir yapı olmasını sağlamak hepimizin görevi diye belirtmiştir.
- Adalarda neredeyse yaya yolu kalmadığını; faytonların kaldırıldığını ancak kiralık bisiklet, akülü araç furyasının devam ettiğini; kiralık bisikletlerin sınırlandırılması gerektiğini; her yıl ölümcül kazaların olduğunu; bunların kayıtlara bile doğru düzgün geçmediğini belirtmiştir.
- Günübirlik ziyaretçi konusunda özellikle tatil günleri için sınırlandırılma getirilmesi gerektiğini dile getirmiştir.
- Adalarda denize girilecek alanın çok kısıtlı olduğunu ve özel plajların yer aldığını belirtmiş; adalılara özel bir uygulama için çalışma olup olmadığını sormuştur.
Furkan Doğan-İBB Ulaşım Planlama Müdürlüğü Bisiklet Şefliği:
- Bisiklet kiralama sistemine yönelik bir yönerge hazırlıkları olduğunu; 2017 yılında alınmış UKOME kararı neticesinde yayalaştırılmış bölgelerde bisiklet kiralaması yapılmamasına yönelik bir madde eklediklerini aktarmıştır.
- Yayalaştırılmış bölgelerin ilk etapta büyükşehir ya da ilçe belediyesi zabıtaları tarafından denetleneceğini; sonrasında ise mobil uygulamayla kontrol yapılacağını ifade etmiştir.
- Yayalaştırılmış bölgede kiralama hizmeti verildiğinin tespit edilmesi durumunda, bir takım yaptırımlar uygulanmasını öngören bir yönerge hazırlığında olduklarını belirtmiştir.
Kadir Bayındır:
- Herkesin düşüncesini açıklayabileceği bir ortam olmasından memnun olduğunu belirtmiştir.
- Akülü araçların tehlikeli hale geldiğini; eskiden sadece rahatsızlığı olanların raporla bu elektrikli araçları aldıklarını; şimdiyse herkesin kullandığını ve Büyükada’da İstanbul araba trafiği gibi elektrikli araç trafiği olduğunu ifade etmiştir.
- Kiralık bisiklet konusuna katıldığını; rahatsız edici bulduğunu dile getirmiştir.
- Resmi araçlar, ambulans bile elektrikli olabiliyorken adalarda benzinli, mazotlu olmaması imkânsız mı diye sormuştur.
- İskeleye yakın özel bir bisiklet park yerleri yapılıp yapılamayacağını sormuş; mevcut park alanlarının küçük ve parçalı olduğunu belirtmiştir.
Sibel Dündar Doğan- İBB Şehir Planlama Müdürlüğü Katılım Koordinatörlüğü:
- Şehir Planlama Müdürlüğü Adalar KANİP sayfasından toplantı bilgilerinin paylaşılacağını duyurmuştur.
- İBB Adalar Koordinatörlüğü Büyükada’da Begüm Aykan’ın görevli olduğunu, başka soruları olursa buraya başvurabileceklerini, ziyaret edip detaylı görüşebileceklerini aktarmıştır.
Sohbet kısmına yazılan yorumları aktarmıştır;
Zekiye Kürkçü: İBB Adalar Koordinatörlüğü aracılığıyla açık alan toplantısı yapılabilir mi diye sormuştur.
Toplantının amacına göre organizasyon yapılıp toplantı gerçekleştirilebileceği cevabını vermiştir.
Fatih Doğan-İBB Şehir Planlama Müdürü:
- Fayton meydanı ve diğer alanlardaki yasadışı uygulamaları, Büyükşehir Belediyesine aktardıklarında bunların ihbar olarak kabul edileceğini; Adalar Koordinatörlüğü ya da Beyaz Masa üzerinden başvurabileceklerini; ilgili birimlerin harekete geçirileceğini ifade etmiştir.
- Atık su ile ilgili; arıtıldıktan sonra yapılan derin deşarj; sadece adalar için değil İstanbul’un atık yönetimi açısından da ileri biyolojik arıtma üzerinde de yatırımların devam ettiğini ancak kısa zamanda gerçekleştirilebilecek projeler olmadığını; bilindiği üzere büyükşehir belediyesinin finansal problemleri de olduğunu ancak zaman içerisinde tüm atıkların arıtılarak bertaraf edilmesini hedeflediklerini; çalışmaların sürdüğünü aktarmıştır.
- İskeleye yakın bisiklet park alanı talebine cevaben; bisikletlerle ilgili ayrı çalışma yürütüldüğünü; aynı zamanda akülü araçlarla ilgili de Kaymakamlıkla birlikte yapılan bir çalışma olduğunu, yakın zamanda tamamlamayı hedeflediklerini ve böylelikle akülü araçlarla ilgili problemin adalar gündemimizden çıkacağını ifade etmiştir.
- Adalar Koordinatörlüğü aracılığıyla bir toplantı yapılabilir mi sorusuna cevaben; yapılabileceğini zaten pandemi koşulları olmasaydı bütün toplantıların yüz yüze planlandığını; pandemi koşulları el verirse Adalar’da Strateji Belgesinin nihai hali üzerinden konuşulacağı bir toplantı yapmak istediklerini belirtmiştir.
- Adaların pek çok konusu olduğunu, farklı fikir ve düşünceler bulunduğunu; iki sene önce nazım imar plan sürecine başlarken bunları göz önüne aldıklarını, Adalar’ı daha iyi bir geleceğe taşımak açısından nazım imar planın yeterli olmayacağını öngörerek bir strateji belgesi çalışmasına başladıklarını söylemiştir.
- Adayı daha iyi koruyan bir Strateji Belgesi ve koruma amaçlı nazım imar planı olmasını hedeflediklerini ifade etmiştir.
- Planın Haziran ayında İBB meclisine iletileceğini, sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve Mekansal Planlama Genel Müdürlüğüne (kıyı alanları açısından) aktarılacağını; dolayısıyla planın üçe ayrılarak onaylanacağını belirtmiştir.
- Geribildirimlerle şekillenen planlama çalışmalarının nihai hali için internet sitesi üzerinden bir bilgilendirme yapılacağını söylemiştir.